Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1578 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34065 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30.10.2014 tarih ve 2014/19432-25353 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...'in İİK.nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takip dayanağı bonoyu şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece, itirazın reddine karar verildiği, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 30/10/2014 tarihinde onandığı görülmüştür.Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibari ile yürürlükte olup olayda uygulanması gereken TTK.nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “… senedi düzenleyenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK.nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 677. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Yine, TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 701. ve 702/1. maddeleri gereğince, keşideci şirket kaşesi üzerindeki imza dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekmez. Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Özetle şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterlidir. Her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemez. Bir diğer ifade ile senetteki her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2011tarih, 2011/12-480 esas, 2011/598 karar sayılı kararı).Somut olayda, takibe konu bonoda keşideci olarak ''...'' ile muteriz borçlu ...'in adının yazılı olduğu, senedin tek imza ile keşide edildiği, açığa atılmış başkaca bir imzanın mevcut olmadığı görülmektedir. Bu imzayı atan ...'in, keşideci ....'nin yetkili temsilcisi olması sebebiyle imzanın da şirket adına atıldığının kabulü gerekir.Bu durumda takibe konu senet nedeniyle borçlu ... şahsen sorumlu olmadığından, mahkemece adı geçen borçlunun itirazının kabulü ile İİK.nun 169/a-5.maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 30.10.2014 tarih ve 2014/19432 E. - 2014/25353 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.