Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. D. Y. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Karar: Davacı; iş sözleşmesinin işverence haklı ve geçerli sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatla boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının meslek etiğine yakışmayacak davranışları sebebiyle hastalardan birden çok defa şikayet geldiğini, savunmasının alınmak istendiğini, ancak savunma vermediğini, bunu üzerine iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur.Mahkemece; davacıya savunma bildirmek üzere verilen bir günlük sürenin fesih sebebi olarak gösterilen, olaylar dikkate alındığında makul süre olmadığı, bu sebeple bir günlük süre içerisinde savunma verilmediği gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedilmesinin haksız olduğu, feshin şekil yönünden kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı temyiz etmiştir.Somut olayda, davacının uzman kulak burun boğaz doktoru olarak davalı hastanede çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının kendisine gelen hastaları işitme cihazı alması için eşine ait merkeze yönlendirdiğine dair şikayet dilekçeleri ve tanık beyanları dosya içerisinde mevcuttur. Davalı işveren, bu iddialarla ilgili davacının yazılı savunmasını almak istemiş ise de davacının savunma vermediği görülmektedir. Dosya içerisindeki fesih bildiriminden iş sözleşmesinin 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25/2-e bendi gereği haklı sebebe dayanılarak feshedildiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesinin haklı sebebe dayanılarak feshedilmesi durumunda işçiden savunma istenilmesine de gerek yoktur.Davacının tanıklar tarafından da doğrulanan davranışlarının ahlak iyi niyet kurallarına uymayan davranışlardan olduğu anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde gösterilen hallerin benzerlerinin varlığı halinde de işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Bu durumda davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin 25/ II- e bendi gereğince haklı sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir. Davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır.Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.Sonuç: Yukarıda belirtilen sebeplerle;1- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,2- Davanın reddine,3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 195,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.