Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1573 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27181 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçluların, sair itirazları ile birlikte, kendilerine gönderilen ödeme emri tebligatlarının usulsüz olduğunu ve dolayısıyla yenileme emri tebliğ edilemeyeceğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.Aynı Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle uygulanması gereken 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca; gerçek kişilere anılan madde uyarınca tebligat yapılabilmesi için muhataba aynı adreste daha önce usulüne uygun olarak bir tebligat yapılması zorunludur. Usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra bilahare tebligat yapılan şahıs bu adresten ayrılır, yeni adresini bildirmez ve adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemez ise o takdirde Tebligat Kanunu’nun 35/2. maddesine göre tebligat yapılabilir.Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek (7) numaralı ödeme emrinin borçluların kredi sözleşmesinde bulunan adreslerine gönderildiği, tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine 11.03.2011 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır.Ödeme emrinin borçlulara tebliğ tarihi olan 11.03.2011 tarihi itibariyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10, 21 ve 35.maddelerinde değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda icra müdürlüğünce, borçluların adres kayıt sisteminde adreslerinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, varsa bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca tebligatın yapılması gerekir.O halde mahkemece, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih itibariyle borçluların, adrese dayalı kayıt sisteminde adreslerinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı denetlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.