İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RBorçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, müvekkili aleyhine başlatılan icra tabine dayanak ilamda “...davalılardan müştereken tahsiline” şeklinde hüküm kurulmuş olduğunu, sorumluların kendi paylarına düşen kısımla sınırlı sorumlu olacağını ancak icra emrinde takip miktarının tamamının borçlulardan müteselsilen talep edildiğini ileri sürerek icra emrinin iptalini talep etmiştir.İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili İcra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas -1997/776 Karar; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 Esas-2006/85 Karar; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 Esas- 2008/453 Karar sayılı ilamları).Somut olayda takip dayanağı Asliye(İş) Hukuk Mahkemesi'nin 18.05.2007 tarih 2005/803 esas 2007/482 sayılı kararın 1 nolu bendinde “Davanın kabulü ile 5.007.235.003 TL(5.007,23 YTL)'nin 19.10.1999 tarihinden 1.634.906.119 TL(1.634,90YTL)'nin 03.06.1998 tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsili ile davacıya ödenmesine” ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılardan müştereken tahsili şeklinde hüküm kurulmuştur. İlamda asıl alacak ve eklentilerinin davalılardan (borçlulardan) müteselsilen tahsili yönünde hüküm tesis edilmemiş sadece müştereken tahsiline denmiş olduğundan davalılar (borçlular) arasındaki sorumluluğun eşit olduğunun kabulü gerekir.O halde, Mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile icra emrinin, şikayetçi borçlunun asıl alacak ve eklentileri ile işlemiş faizden davalı sayısı dikkate alındığında 1/4 oranında sorumlu olduğu nazara alınarak, icra emrinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesi yerine yazılı şekildi hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.