Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15557 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 28651 - Esas Yıl 2011
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi T. K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlular aleyhine genel haciz yoluyla yapılan takipte borçlular takibe itiraz etmişler, açılan itirazın iptali davası sonucu itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir. Borçlu O. Ç. vekili 19.09.2011 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, dosya borcunun yanlış ve fahiş olarak hesaplandığını beyan ederek Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1438 E. 2011/892 K. sayılı itirazın iptali kararına göre yeniden hesaplama yapılmasını talep etmiş, icra müdürlüğünce; dosya hesabının maaş haczi için müzekkere yazıldığında gönderildiği beyan edilerek 22.09.2011 tarihinde talep reddedilmiştir. Bu kez borçlu Osman Çamurdanoğlu vekili 22.09.2011 tarihinde, borçlu Nuray Özkul vekili ise 23.09.2011 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, Adana 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1438 E. 2011/892 K. sayılı kararına göre hesaplama yapılmadığını, dosya hesabına itiraz ettiklerini bildirerek, icra mahkemesinde dava açmak ve istirdat hakları saklı kalmak kaydıyla dosya borcunu yatırmışlardır. Borçlular vekili mahkemeden; hesaplamanın ilama uygun şekilde yapılmasını ve müvekkillerinden fazla tahsil edilen paranın iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; borçluların dosya borcunu icra veznesine yatırdıkları, dolayısıyla takip dosyasının infaz edildiği, borç ödenmiş olduğundan borçluların iddiasının İİK.'nun 72. maddesi hükmüne göre istirdat davası niteliğinde olup, genel mahkemelerde açılması gerektiği belirtilerek şikayet reddedilmiştir. Somut olayda; borçlular icra dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yapmışlardır. İcra veznesine intikal etmiş bir paranın alacaklıya ödeme yerine geçebilmesi, ödemenin herhangi bir kayıt ve şarta bağlı tutulmaması ile mümkündür. O halde mahkemece; itirazın iptali kararı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre alacak miktarının tesbitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.