Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15502 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5169 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gülşen Tombuloğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından, başlatılan genel haciz yoluyla yapılan takipte, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal sürede borçlular sair itirazları yanında yetki itirazında bulunmuşlar, takibin yetki yönünden durdurulması üzerine alacaklının yetki itirazının kaldırılması istemi mahkemece reddedilmiştir.HMK'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırdedilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda sayılabilirler. Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişileri, gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmaktadır. Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucu böyle bir düzenlemeye gitmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yeni düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları da kabul edilmemiştir.Somut olayda, takibin dayanağı avukatlık ücret sözleşmesinde yetkiye dair düzenleme taraflardan biri gerçek kişi avukat olduğundan geçersizdir. İİK'nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre HMK'da yetkiye ilişkin hükümler para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde takibe konu akdin yapıldığı icra dairesinin de yetkili olduğu öngörülmüştür.İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK'nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.O halde, tarafların kabulünde olan sözleşmenin konusu para borcu olup ifa yeri Ankara olmakla takipte Ankara icra daireleri de yetkili olduğundan mahkemece yetkiye itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.