Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1549 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5764 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları '... oğlu ...'in'' paydaşı olduğu 3558 ada 3 ve 3559 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında isminin hatalı olarak ''... kocası ...'' olarak yazılı olduğunu, 1 nolu parselle ilgili ... Belediyesi'nin kamulaştırma kararının bulunması sebebi ile anılan taşınmazdaki maliklerin kimlik bilgilerinin düzeltilmesi konusunda Belediye'nin açmış olduğu davanın halen derdest olduğunu ileri sürerek, mirasbırakanlarının isminin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemişlerdir.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıların iddialarının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; talebe konu 3559 ada 1 nolu imar parselinin gedisi olan 1077 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında atıf yapılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.07.1967 tarih ve 1967/92 Esas, 1967/391 Karar sayılı veraset ilamı içeriği ile davacıların murislerine ait veraset ilamı içerikleri ve nüfus kayıtları birlikte değerlendirildiğinde anılan taşınmazın paydaşlarından ''... kocası ...'in'' davacıların mirasbırakanı ''...oğlu ...'' olduğu saptandığına göre 3559 ada 1 nolu parsel bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı idare vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalı idare vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/(2). fıkrasının ç-1) bendi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır.Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır.HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece talebe konu 3558 ada 3 nolu parsel bakımından yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.Şöyle ki; çekişmeye konu 3558 ada 3 nolu imar parselinin hangi kadastral palselden geldiği araştırılıp geldi kadastral parselin tedavüllü tapu kaydı, kadastro tutanağı ve varsa kadastro tutanağına dayanak belgelerin (revizyon gören tapu kaydı, veraset ilamı, vekaletname vs.) getirtilip incelenmediği anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki; dava dilekçesinde anılan taşınmazın 1077 ada 17 nolu kadastral parselden geldiği bildirilmiş ve keşifte görev yapan fen bilirkişisi de raporunda taşınmazın geldisinin 17 nolu kadastral parsel olduğundan bahsetmiş ise de, eksiğin tamamlanması yolu ile evrak arasına alınan ....03.2015 tarihli yazı içeriği ve eklerinde; 3558 ada 3 nolu parselin imar öncesi 1077 ada 16 nolu parsel olduğunun ve bu parselinde ...Hukuk Mahkemesi'nin 1982/482 Esas sayılı dosyasından davalı olduğunun bildirildiği görülmektedir.O hâlde; öncelikle davaya konu 3558 ada 3 parsel sayılı taşınmazın imar öncesi hangi kadastral parselden geldiğinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra geldi kadastral parselin tedavüllü tapu kaydı, kadastro tutanağı ve kadastro tutanağına dayanak belgelerin (revizyon gören tapu kayıtları, atıf yapılan veraset ilamı, vekaletname vs.) ilgili kurumlardan getirtilerek yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.