Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15488 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3988 - Esas Yıl 2013





DAVA: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 05.11.2012 tarih ve 2011/11-2012/273 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.09.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı Uygenç Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri Av. H. D. ve Av. E. Ö. ile davalı vekili Av. Ö. S. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Döndü Deniz Bilir tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.KARAR: Davacı vekili, müvekkili şirketin donatanı bulunduğu TAKAZ 1 isimli geminin 05/06/2000 tarihinde battığını, davalı sigorta şirketinin 750.000 USD bedelle bu geminin sigortacısı olduğunu, sigorta şirketinin riziko gerçekleşmesine rağmen hasar bedelini ödemeyerek temerrüde düştüğünü bunun üzerine sigorta şirketi hakkında Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde tazminat davası açıldığını, aşamalardan geçen bu dava sonucunda bir kısım alacağa hükmedildiğini ve neticeden sigortanın tazminatı 01/04/2005 tarihinde ödediğini bu gecikme nedeniyle geçmiş günler faizi ile karşılanmayan zararlarının olduğu, her şeyden önce batan bir geminin yerine yeni bir gemi alınamadığını kısa bir süre sonra şirketin diğer gemisi olan N. Şükrü Deniz 2 isimli gemi üzerine hacizler geldiğini ve bu geminin de çalışamaz hale gelmesi nedeniyle 28.07.2004 tarihinde değerinin altında bir bedelle satılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin FAKAZ 1 gemisinin yerine yenisinin konamamış olmasından dolayı kar kaybına uğradığını, bu miktarın 1.714.350 USD olduğunu, N. Şükrü Deniz 2 isimli gemisinin bağlanması nedeniyle kar kaybına uğradığını, bu miktarın 982.200 USD olduğunu, N. Şükrü Deniz 2 isimli gemisinin satın alındığı ASET firmasına bakiye borcun ödenemediğini ve bu firmanın yaptığı takip sonucu fazladan 342.866.520.000 TL ödemek zorunda kaldığını, Yıldırım Gemi A.Ş'ne FAKAZ 1 gemisinin borcu karşılığı verilen bononun ödenememesi nedeniyle fazladan 5.000 USD ödendiğini, yine müvekkilinin vergi borçlarını ödeyemez hale geldiğini, Ulaştırma Vergi Dairesine gecikme cezası nedeniyle fazladan 45.050,75 TL ödendiğini, yine Galata Vergi Dairesine gecikme cezası nedeniyle fazladan 35.809,40 TL ödendiğini, N.Şükrü Deniz 2 isimli geminin işçi alacaklarını ödeyememesi nedeniyle açılan dava ve takipler sonucu 12.145 TL ödendiğini, FAKAZ 1 gemisinin işçileri için ödenmesi gereken prim borçlarını ödeyememesi nedeniyle takipler sonucu gecikme zammı ve masrafı ile birlikte 21.131,05 TL zarara uğradığını, müvekkili şirket alacaklısı olan Berk Aslan isimli şahsa olan borcunu mali sıkıntı nedeniyle ödeyemediğini, takip sonucu ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle 26.500.000.000 TL zarara uğradığını, yine müvekkilinin TMFS'ye kredi borcunu zamanında ödeyemediğini ve faiz ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle uğranılan zararın 103.942.408.288 TL olduğunu, Emlak Bankası A.Ş'den her iki gemi için kullanılan kredinin ödememesi nedeniyle icra takibine maruz kalındığını, bu nedenle uğradığı zararın 45.015,21 TL olduğunu, Bayındırbank'a olan ihracat taahhüdünün kapatılamamış olması nedeniyle 26.323 TL ceza ödemek zorunda kalındığını ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL'nin 01.04.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Dava devam ederken davacı yan bu dava nedeniyle 250.000 USD'lik alacağını tasfiye halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş'ye temlik etmiş buna ilişkin temlikname dosyaya sunulmuştur.Davalı vekili, müvekkili şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, mahkeme ilamına uygun şekilde hükmedilen tazminatın davacıya ödendiğini, davacının somut delillerle zararını kanıtlayamadığını, müvekkilinin temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını, yargılamanın uzun sürmesinin müvekkilinin kusuru olarak kabul edilemeyeceğini, davacının ikinci gemiyi müddebir bir tacir gibi çalıştırıp gelir elde edebilecekken çalıştırmayarak kendi zararına kendisinin neden olduğunu, ikinci geminin kar kaybının müvekkiline yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Asli Müdahil Emlak Bankası A.Ş. vekili, 23.2.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin davacı şirkete ticari kredi kullandırdığını, ancak çekilen kredinin müvekkiline ödenmediğini, davacı ile yapılan 04.12.2006 tarihli temlikname ile FAKAZ 1 gemisinin poliçe kapsamındaki sigorta tazminatından doğmuş ve doğacak alacağının müvekkiline temlik edildiğini, bu temlik nedeniyle davacının 250.000 USD borçlu olduğunu ileri sürerek davacı yanında asli müdahil sıfatıyla katılmalarına ve temlike dayalı 250.000 USD alacağın 01.04.2005 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, munzam zararın oluştuğunu ispat külfeti davacı üzerindeyken ticari defter ve belgeleri yasal zorunluluk olmasa bile ispat vasıtası olması nedeniyle saklamak zorunda olduğunu bilecek durumda olduğu, buna göre zararın FAKAZ 1 gemisinin 01/04/2005-05/06/2000 tarihleri arasında çalışır durumda olması halinde elde edebileceği net kar miktarının Deniz Ticaret Odası verilerine göre hesaplanması gerektiği, zira dosyaya sunulan icra takiplerinden FAKAZ 1 gemisi batmadan önce davacı şirket hakkında çok sayıda takip olduğu, bankalara ödenmemiş kredi borcunun gemi batmadan önce de mevcut olduğu, bu nedenle FAKAZ 1 gemisinin kar kaybı dışında diğer zararların FAKAZ 1 gemisinin batmasıyla illiyet bağı içerisinde olmadığı, bu nedenle davacının talep edebileceği munzam zarar miktarının çalışmama nedeniyle oluşan kar kaybından faizin tenzili ile bulunması gerektiği, davacının zararı ile davalı temerrüdü arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, bu kapsamda geminin batmayıp çalışması durumunda elde edeceği kar ile ödenen tazminatının gecikmesi nedeniyle oluşan kar mahrumiyeti arasındaki faiz tenzili ile 640.984,86 USD olarak hesaplanmış ve mahkemece yapılan hesaplama dosya kapsamına göre uygun görüldüğü, davacının alacağından 250.000 TL kısmın temlik edildiği ancak temlik alan davacının davasını takip etmediği ve işlemsiz bıraktığı, her ne kadar davacı, borç kapatıldığı için temlik alacaklısının davayı takip etmediğini dolaysıyla onun davası hakkında da artık kendi davaları gibi toplam değer üzerinden kendi lehlerine hüküm kurulmasını talep etmişse de ortada halen geçerli bir temlik sözleşmesinin bulunduğu, temlik edilen alacağın haricen ödenmiş olmasının davacı lehine geriye dönük geri temlik olarak kabul edilemeyeceği, davacının borcu ödedikten sonra temlik ettiği alacağı geri temlik alması gerektiği, dosyada böyle bir yeni temlik olmadığı gibi bunun varlığına ilişkin iddia da bulunmadığı gerekçesiyle temlik alan Tasfiye Halinde Emlak Bankasının davası taraflarınca takip edilmediğinden HMK.150 madde uyarınca açılmamış sayılmasına, davanın kısmen kabulü ile temlik edilen miktar düşüldükten sonra 390.984,84 USD karşılığı 660.530,00 TL'nin davalıdan tahsiline, 10.000 TL kısmına dava tarihinden itibaren 650.530 TL kısmına ıslah tarihi olan 27/02/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıda (2) nolu davacı vekilinin ise (3) nolu bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-) Dava, munzam zarar istemine ilişkidir. Davacı, sigorta tazminatının ödenmesinde temerrüde düşülmesi sonucu bir yandan FAKAZ 1 isimli gemisinin yerine yenisini koyamadığı için gelir kaybı zararına uğradığını iddia ederken, bir yandan sigorta tazminatı zamanında ödenseydi ödeyebileceği borçları ödeyememesi sonucu uğradığı zararları da munzam zarar olarak talep etmiştir. Borçlar Kanunu'nun 105/1'nci maddesine göre, alacaklının düçar olduğu zarar, geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette, borçlunun kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile yükümlüdür. Her ne kadar yasa hükmünde geçmiş günler faizini aşan bir zarardan söz edilerek, zararın türü ve niteliği ve özellikleri konusunda bir açıklık yok ise de, buradaki zararın, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucu ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki fark, temerrüt faizi ile karşılanmayan, onu aşan bölüme tekabül eden zarar diye tanımlanması mümkündür.Dairemizin yerleşmiş içtihatları uyarınca sigorta hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda somut isbat koşuluna bağlı olmadan "İKAME DEĞER" esasına göre munzam zarar istenebileceği (Bkz.I.Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku, Genişletilmiş 3.Bası, S.512-Y.11.H.D., 04.07.1995 T., 1995/3504-5725) kabul edilmiştir. Davalı sigorta şirketi de, kusurlu olarak ödemesi gereken sigorta teminatını geç ödediğinden, davacı tarafın faizi aşan bir zararının bulunması halinde, bundan sorumlu olacaktır. O halde, burada üzerinde durulması gereken husus davacının sigorta tazminatını geç almaktan dolayı temerrüt faizi ile karşılanamayan bir zararı olup olmadığıdır. Davaya konu poliçe mal sigortasına ilişkin olduğuna göre, Dairemiz'in yerleşmiş uygulaması dikkate alınarak hesaplanması diğer bir ifade ile tazminatın zamanında ödenmiş olması halinde zayi olan emtiayı ne miktarda para ile tekrar yerine koyabileceğidir.Bu bağlamda, sigortalı geminin fiili ödeme günündeki rayiç bedeli tesbit edilmeli ve davalının davacıya ödediği sigorta tazminatı ile temerrüt faizi toplamı tesbit edilen bedelden az ise aradaki fark munzam zarar olarak davacıya ödenmelidir. Bu itibarla mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde sigortalı geminin fiili ödeme tarihindeki bedelinin tesbiti ve davacının buna göre temerrüt faizi ile karşılanamayan bir zararın mevcut olup olmadığı Yargıtay denetimine uygun bir şekilde tesbit ettirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı yargılama sırasında dosyaya sunduğu 04.12.2006 tarihli TEMLİKNAME ile davalı nezdindeki FAKAZ 1 isimli geminin poliçe kapsamındaki sigorta tazminatından doğmuş ve doğabilecek alacağını Tasfiye Halindeki Türkiye Emlak Bankası A.Ş'ne temlik etmiş ve anılan temlikname hükmüne göre temlikin, davacının bankaya olan borcunun tamamen tahsil ve tasfiye edilinceye kadar geçerli olacağı kabul ve beyan edilmiştir. Yine yargılama sırasında asli müdahil olan Tasfiye Halindeki Türkiye Emlak Bankası A.Ş'nin 25.05.2011 tarihli yazısında, davacıya kullandırılan döviz kredisinden kaynaklanan alacağın tahsil edilerek tasfiye edildiği bildirilmiş ve dava banka tarafından takipsiz bırakmıştır. Bu durumda temlikin davacının borcunun tasfiye edilinceye kadar geçerli olacağı ve borcunda ödenerek tasfiye edildiği dosya kapsamından anlaşıldığına göre mahkemece temlik miktarının davacının alacağından düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.4-) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin yargılama gideri yönünden yaptığı temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin yargılama gideri yönünden yaptığı temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 35.309,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle, karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller Kararı VerenYargıtay Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi : ANKARA 6. Ağır CezaGünü : 05.06.2007 Sayısı : 264-181 Davacı : K.H.Sanık : Orhan Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO : 2014/13262 KARAR NO : 2015/5108 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2013/626-2014/180 DAVACI : DAVALI : Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da SANIĞIN DENETİM SÜRESİ İÇİNDE YENİ BİR SUÇ İŞLEMESİ - ZAMANAŞIMI Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE MicrosoftInternetExplorer4 Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?