Taraflar arasında “ kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takipte imzaya ve borca itiraz” talebinden dolayı yapılan yargılaması sonunda; Batman İcra Hukuk Mahkemesince talebin reddine dair verilen 08.02.2013 tarih ve 2011/255 E.-2013/35 K sayılı kararın incelenmesinin davacılar/borçlular vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 20.06.2013 gün ve 2013/14168 E-2013/23293 K sayılı ilamı ile ;(...Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;1-Borçlular M.. A.. ve F... temyiz itirazlarının incelenmesinde;Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu M.. A.. ve F.... vekilinin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, bononun hatır senedi olarak verildiğini ileri sürerek takibin iptalini istediği görülmektedir. Borçlular vekilinin başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğindedir.Borca itiraz hakkında uygulanması gereken 4949 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 169/a-6. maddesinin 2. cümlesi hükmü aynen: "takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın %40'dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir" hükmünü içermektedir.Borçluların borca itirazı üzerine mahkemece, takip muvakkaten durdurulmadığı halde itirazı reddedilen borçlular aleyhine, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde icra inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesi isabetsizdir.2-Borçlu Ö.. P.. Ür. Ltd Şti'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;İcra takibinin dayanağı olan çekteki imzaya itiraz edildiği ve Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 04.12.2012 tarihli raporda "... inceleme konusu çek üzerinde Ö.. P.. Ür. Ltd Şti'nin kaşesi üzerine atılan imzanın taklidi kolay,teşhise götürecek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen, basit tersimli imza olması nedeniyle Fesih Halitoğlu'nun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği" rapor edilmiş, mahkemece, borçlu şirketin itirazının reddedildiği anlaşılmıştır.İİK.nun 170/3 . maddesinde (inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu) anlaşıldığı takdirde itirazın reddedileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, bilirkişi raporunda imzanın borçlu şirket yetkilisi eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde kesin bir görüş bildiriminde bulunulmadığı görülmektedir. Bu durumda bilirkişi raporunda yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması zorunludur, zira takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu çekteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfeti de alacaklıya aittir.O halde Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 04.04.2012 tarihli rapor içeriğine göre borçlu şirketin itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir..,)”gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacılar/borçlular vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir.Davacılar vekili; müvekkilleri hakkında Batman İcra Müdürlüğünün 2011/9866 sayılı dosyasında yapılan icra takibinde, takibin konusu çekler karşılığında müvekkillerinin borcu olmadığını, müvekkillerinden M.. A..'ın söz konusu çekleri Ö.... şirketi sahibi olan F.. H..’na hatır çeki olarak verdiğini, çeklerin Ö...şirketi sahibi F.. H.. tarafından yapılacak çim saha işi için Murtaza Güney'e teslim edildiğini, işin M.. tarafından yapılmadığını, Murtaza Güney'e verilen çeklerin C..... ne şekilde geçtiğinin bilinmediğini, çeklerde Ö.. P.. Ürünleri kaşesi altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, kim tarafından atıldığının da şirket tarafından bilinmediğini, şirket adına atılmış görünen imzanın sahte olduğunu, çekler altındaki imzanın taraflarınca kabul edilmediğini, alacak konusu çeklerle ilgili olarak Batman 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/562 esas sayılı dosya ile müvekkilleri F.. H.. ve Ö... şirketi tarafından bedelsizlik iddiası ile Murtaza Güney aleyhine dava açıldığını ve teminat karşılığında çeklerle ilgili ödeme yasağı getirildiğini, söz konusu dosyanın delil olarak incelenmesini, takibin durdurulmasını, takip konusu çeklerle ilgili olarak müvekkillerinin borcunun bulunmaması ve çeklerdeki Ö.. şirketi kaşesi altındaki imzanın müvekkil şirkete ait olmaması nedeni ile takibin iptaline ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz eden davacı aleyhine % 40'tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Yerel mahkemece; borçlu şirket ve diğer davacıların hep birlikte iki adet çek altındaki imzanın Ö.... Ltd. Şti.'nin yetkilisine ait olmadığını iddia ederek dava açtıkları, Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/562 esas sayılı dosyası ve bu dosya içerisinde bulunan Ö.... Pet. Ürün. Ltd. Şti.'ne ait 05/06/2011 tarihli tediye makbuzu incelendiğinde, icra takibine ve işbu davaya konu iki adet çekin bu tediye makbuzunda yazılı olduğu, bu tediye makbuzunun imza inkarında bulunan davacı şirkete ait olduğu ve bu şirket tarafından mahkemeye sunulduğu, diğer yandan bu çeklerin şirket yetkilisi F.. H.. tarafından M.... verildiğinin mahkeme içi ikrar ile şirket yetkilisi tarafından kabul edildiği, zaten menfi tespit davasının davacıları tarafından menfi tespit dosyasında sadece bedelsizlik iddiasında bulunulup, bahsi geçen çeklerle ilgili imza inkarına yönelik herhangi bir iddianın ileri sürülmediği gibi menfi tespit davasının davacılarının F.. H.. ve yetkilisi olduğu Ö... Ltd. Şti. olmasının ve buna rağmen Batman İcra Mahkemesinde görülmekte olan iş bu davaya konu iki adet çek hakkında imza inkarında bulunulmamasının her iki davadaki iddiaların özellikle imza inkarı ve bedelsizlik iddiası açısından birbiriyle açıkça çeliştiği, yine bahsi geçen iki adet çekin hatır çeki olarak verildiği ve dolayısıyla bedelsizlik iddiasının ileri sürülmesinin imza inkarı ile açıkça çelişki arz ettiği, her ne kadar Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda; Ö... Pet. Ürün. Ltd. Şti. kaşesi üzerine atfen atılı ikinci ciro imzalarının taklidi kolay, teşhise götürecek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen, basit tersimli, çizgi ve gramalardan ibaret imzalar olması nedeniyle bahsi geçen imzaların F.. H..'nun eli ürünü olup olmadığı tespit edilemese de; menfi tespit dosyasında tediye makbuzu ile çekleri verdiğini kabul eden ancak işin yapılmaması nedeniyle bedelsizlik iddiasında bulunan davacıların imzaya yönelik itirazlarının reddi ile davanın reddine ve alacaklı lehine İİK'nun 170/4. maddesi gereğince, takip konusu asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yine aynı madde gereğince davacı borçluların asıl alacağın % 10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir.Hükmün davacılar vekilince temyizi üzerine Özel Dairece hüküm yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.Yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Direnme hükmü davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı borçlular M.. A.. ve F.... yönünden itirazın borca itiraz mı, imzaya itiraz mı olduğu, takibin muvakkaten durup durmadığı ve davacı borçlu şirketin itirazının kabulüne karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Bilindiği gibi, kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usulleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 167 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.Haciz yoluyla takip 168 ve devamı maddelerinde, bu takip şekline ilişkin borca itiraz 169-169/a maddelerinde, imzaya itiraz 170.maddesinde, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK.170/a maddesinde düzenlenmiştir.Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer nedenlerden dolayı ödeme emrine itirazı borca itiraz niteliğindedir. Borçlu, borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirerek icra mahkemesinden itirazının kabul edilmesine karar verilmesine isteyebilir.( İİK.m.168/5; m. 169) Borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, faiz oranına itiraz, yetki itirazı, takibin mükerrer olduğu gibi itirazlar borca itiraz niteliğindedir.( Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş İkinci Baskı, 2013, sayfa 783) Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu kambiyo senedinin karşılıksız olduğu, hatır senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte ayırt etme gücüne sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu, mirasın hükmen reddedildiği gibi sebeplere dayanabilir.( Kuru, Baki, a.g.e, sayfa 787-789) Borca itirazın reddine karar veren icra mahkemesi, daha önce takibin geçici olarak durdurulmasına karar vermiş ise alacaklının talebi üzerine aynı karar ile borçluyu takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum eder (İİK.m.169/a,VI,c.1). Bu maddede borca itirazın reddedilmesi halinde ayrıca para cezasına hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.Borçlunun takip konusu kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını bildirmesine imzaya itiraz denir ( İİK m.168/4,170,I). İmzaya itiraz İİK.m.170’de özel olarak düzenlendiğinden imzaya itiraz halinde İİK’nun 170.maddesi uygulanması zorunludur. İcra mahkemesi, yapacağı veya bilirkişiye yaptıracağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir( İİK.m.170,III,c.1). İmzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama külfeti alacaklıya aittir.Borçlu itiraz dilekçesinde; imzaya itiraz ile birlikte imzaya itiraz ile çelişme halinde olmayan itiraz sebeplerini de bildirebilir( Kuru, Baki, a.g.e., sayfa 807).Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, menfi tespit davası açılabileceği İcra ve İflas Kanunu’nun 170b maddesinin aynı kanunun 72.maddesine yaptığı yollamadan açıkça anlaşılmaktadır.169/VI ve 170/III. maddeleri de kambiyo senetlerine karsı menfi tespit davası açılmasının icra mahkemesindeki borca veya imzaya itiraz prosedürüne etkilerini düzenlemektedir.Borçlunun icra mahkemesinde kambiyo senedinin sahteliğini öne sürmemesi, menfi tespit davası açmasına engel değildir (.(Ahmet Türk, Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açılan Bedelsizliğe ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,C.7, Özel Sayı, Prof.Dr.İrfan Baştuğ’a Armağan, İzmir,2005, sayfa 307 ve sayfa 347).Somut olay bakımından; takibe ve eldeki davaya konu yapılan çeklerin keşidecisi davacı/borçlu M.. A.., lehdarı davacı/borçlu F.. H.., senedin sırayla ilk cirantası lehdar, ondan sonraki cirantalar sırasıyla davacı/borçlu şirket Ö.. P.. Ürünleri ve İnş. Sanayii Tic. Ltd. Ştd ve dava dışı C.. Takibe konu çekin kambiyo senedi vasfı taşıdığı ve Ö.. P.. Ürünleri ve İnş. Sanayii Tic. Ltd. Ştd’nin yetkilisinin F.. H.. olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Batman 1. İcra Müdürlüğünün 2011/9866 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Davalı/alacaklı Finansbank tarafından borçlular davacı M.. A.., F.. H.., Ö.. P.. Ürünleri ve İnş. Sanayi Tic. Ltd. Ştd ile dava dışı C.... aleyhine 06.12.2011 tarihinde 20.000,00 TL bedelli, 23.08.2011 keşide tarihli 3002637 seri numaralı çek ile 20.000,00 TL bedelli, 25.08.2011 keşide tarihli 3002636 seri numaralı çekten dolayı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip talebinde bulunduğu, kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin ödeme emri düzenlenerek, ödeme emri ve çek suretinin davacı/ borçlulara tebliğ edildiği davacı/borçluların süresi içerisinde takibe ilişkin itirazlarını icra mahkemesine bildirdiği anlaşılmaktadır.Mahkemenin icra müdürlüğüne gönderdiği 06.01.2012 tarihli müzekkere ile davacılar M.. A.., F.... Ö.. P.. ile davalı Finansbank arasında görülen icra takibine itiraz davasında verilen ara karar gereğince, 2011/9866 esas sayılı dosyada takibin % 100 teminat karşılığında dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına karar verildiğini, takibin durdurularak neticeden mahkemeye bilgi verilmesini istediği, icra müdürlüğünün 06.01.2011 tarihinde mahkeme yazısı doğrultusunda takibin dava sonuçlandırılıncaya kadar durdurulmasına karar verdiği ve aynı tarihte mahkemeye bilgi verdiği, mahkemece 22.03.2013 tarihli celsede; 2 numaralı ara kararı ile Batman İcra Müdürlüğünün 2011/9866 sayılı takip dosyasında borçlu Ö.. P.. Ürünleri Ltd.Şti. dışındaki borçlular yönünden takibin devamına karar verdiği anlaşılmaktadır.Batman 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.06.2012 tarih ve 2011/562-2012/518 karar sayılı kararın incelenmesinde; davacılar F.. H.. ve Ö...Pet. Ürünleri ve İnş Sanayi Tic. Ltd.Şti tarafından davalılar A.....aleyhine 18.08.2011 tarihinde menfi tespit davası açıldığı, dosyada bulunan Ö.. P.. Ürünleri ve İnş.San.Tic.Ltd.Şti’ne ait tediye makbuzuna göre 05.06.2011 tarihinde, menfi tespit, takibe ve eldeki davaya konu yapılan çeklerin A...( M....)’e 16 Mayıs Şehir Stadyumu çim yüzeyinin değiştirilmesine karşılık verildiği ve 30.06.2011 tarihinde söz konusu iş bitmediğinde verilen çeklerin firmaya iade edileceği belirtilerek teslim edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece her ne kadar menfi tespit davasında takibe ve davaya konu çeklerin tediye makbuzu ile ve Ö.... Ürünleri ve İnş. Sanayi Tic. Ltd.Şti yetkilisi F.. H.. tarafından M... teslim edilmesi ve menfi tespit davasında davacı şirket ve yetkilisinin imza inkarında bulunmaması nedeniyle her iki davadaki iddiaların özellikle imza inkarı ve bedelsizlik iddiasının birbiri ile çeliştiği belirtilmiş ise de; dava konusu çekler tediye makbuzu ile dava dışı Murtaza Güney’e teslim edilmiş ise de; çeklerin teslim edildiği tarihte çekin arka yüzünün davacı şirket tarafından ciro edildiğinin belirtilmemesi karşısında imza inkarı ile bedelsizlik iddiasının çelişmediğinin kabulü gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 23.01.2008 tarih ve 2008/12-25 E.2008/3 karar sayılı ilamında kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipten önce ihtiyati haciz kararının infazı sırasında, borçlu şirket yetkilisinin borcu kabul ederek kısmi ödeme yapıp kalanının da ödeneceği taahhüdünde bulunmuş olmasının takip aşamasında imzaya itiraz ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağı kabul edilmiştir.Bu açıklamalar karşısında;1) Davacı borçular, M.. A.. ve F.... yönünden itirazın borca itiraz mı, imzaya itiraz mı olduğu ve takibin muvakkaten durup durmadığına yönelik uyuşmazlık (Özel Daire ilamının (1) numaralı bendi) yönünden yapılan incelemede;Borçlu M.. A.. ve F.H’nun yasal sürede icra mahkemesine yaptıkları başvuru ile çekin hatır senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptalini istedikleri ve itirazın bu hali ile borca itiraz niteliğinde olduğu ve borçluların borca itirazı üzerine takibin muvakkaten durduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemenin takibin durdurulduğuna ilişkin direnme kararı yerinde ise de; borçlular M... ve F... itirazı borca itiraz niteliğinde olduğundan itirazı reddedilen borçlular aleyhine İİK’nun 169/a-6 maddesinin 2.cümlesi uyarınca sadece tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu maddede düzenlenmediği halde itirazın imzaya itiraz niteliğinde olduğu kabul edilerek İİK’nın 170/4 maddesi gereğince icra inkar tazminatı ile birlikte para cezasına da hükmedilmesi isabetsizdir. Özel Daire bozma ilamının (1) numaralı bendindeki borçluların itirazı üzerine mahkemece takibin muvakkaten durdurulmadığına ilişkin kısmın bozma ilamından çıkartılması gerekmektedir. Ancak, borçluların borca itirazı üzerine mahkemece, takip muvakkaten durdurulduğuna göre borca itirazı reddedilen borçlular aleyhine İİK.169/a-6 maddesi uyarınca sadece tazminata hükmedilmesi gerekirken, yasal düzenlemeye aykırı olacak şekilde, İİK.170/4 maddesi uyarınca ayrıca para cezasına da hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.II) Davacı borçlu şirketin itirazının kabulüne karar verilip verilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık (Özel Daire ilamının (2) numaralı bendi) yönünden yapılan incelemede;Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, “bilirkişi raporundaki belirsizliğin borçlu lehine yorumlanmasının zorunluluğuna” işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca yukarıda değinilen değişik gerekçe ve nedenlerle benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç: Davacılar/borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Özel Daire bozma ilamının (1) numaralı bendinde yer alan takibin muvakkaten durdurulmadığına ilişkin kısmın bozma ilamından çıkarılarak yukarıda I ve II.bentlerde belirtilen nedenlerle direnme kararının değişik gerekçe ile BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.