Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 03/04/1970 doğumlu olduğu halde kendisinden önce doğan ve ölen aynı adı taşıyan kardeşinin kimliği ile yaşadığını ileri sürerek nüfus kütüğünde 03/04/1968 olan doğum tarihinin 03/04/1970 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.1- Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının nüfusa kaydedilmediği, kendisinden önce doğan ve nüfusa 03/04/1968 doğum tarihi ile tescil edilen, ölü olduğu halde kaydı düşülmediğinden sağ görünen kardeşinin kaydını kullandığının anlaşılması üzerine doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek HUMK'un 7/1. Maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre de, mahkemece davacının doğum tarihi 03/04/1970 olarak düzeltilmiş ise de, nüfus kaydına göre 03/04/1968 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir.Hakimin nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamayaözen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin nüfus kayıtlarında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması,Usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'un 427. Maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 30/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.