İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Edirne İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/06/2012NUMARASI : 2011/56-2012/233DAVACI : Borçlu:Süleyman AkayDAVALI : Alacaklı:Türkiye Halk Bankası Anonim ŞirketiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Tayfun Yavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi vekili, Edirne 1 .İcra Müdürlüğü 2011/6 Esas sayılı icra takip dosyasında başlatılan takipte, Edirne İli Havsa ilçesi Sögütlüdere köyü 902 ve 909 parsel sayılı tarlalar ile 1607 parsel sayılı evi üzerine haciz konulduğunu, haczedilen evin şikayetçinin haline münasip meskeni olduğunu, diğer taşınmazların ise müvekkilinin çiftçi olması dolayısıyla geçinmesi için zorunlu olduğunu ileri sürerek bu taşınmazlar hakkında haczedilmezlik şikayetinde bulunmuştur.Mahkemece, şikayetçi vekiline keşif masraflarını ikmal etmesi için kesin süre verilmiş ise de, kesin sürenin ihtarına ilişkin yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı belirlendikten sonra; şikayetçinin çiftçilik ile geçimin sağladığı, bilirkişi raporunda belirtilen şikayete konu taşınmazlardan elde edebileceği gelir miktarı nazara alındığında bu taşınmazların çiftçi olan şikayetçi ve ailesinin geçimi için zorunlu olduğu, taşınmazların satılması halinde hayatını idame ettirmesinin mümkün olmadığı; haczedilen evinde haline münasip meskeni olduğu, satılması halinde satış bedeli ile ikamet ettiği köyde ev almasının mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 414.maddesinde; “İki taraftan her biri istimaını talep eylediği şahit ve ehlihibrenin veya talebine mebni icra kılınacak keşif ve sair muamelenin masrafını tediyeye ve buna kifayet edecek meblağı mahkeme veznesine tevdie mecburdur. Hakim tarafından tayin olunan müddet içinde masrafı vermeyen taraf talebinden sarfınazar etmiş addolunur.”; aynı kanunun 163. maddesinde ise; “Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini istiyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir. Bir daha verilemez.” hükmü yer almaktadır. Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup; hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir. Şikayet 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde 01.02.2011 tarihinde yapılmıştır. 6100 sayılı HMK 448.maddesine göre “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” 450. maddesinde “(1) 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6100 Sayılı HMK, hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.Dosya incelendiğinde, şikayetçi vekilinin de katıldığı 07.04.2011 tarihli 1. celsede, “Havsa İcra Hukuk Mahkemesi'ne talimat yazılarak şikayete konu taşınmazlar üzerinde keşif yapılmasının istenmesine, ziraat, inşaat, kadastro, mülk bilirkişilerinin alınmasına, bilirkişilere 150'şer TL ücret takdirine, 600 TL bilirkişi, 129,20 TL keşif harcı, araç için 80 TL, posta masrafı olarak 20 TL ücretin davacı taraftan alınmasına“ karar verilmiştir. Ancak şikayetçi vekili tarafından masraflar yatırılmamıştır. Şikayetçi vekilinin katılmadığı 02.06.2011 tarihli 2. celsede ise "Şikayetçi vekilinin mazeretinin kabulüne, 829,20 TL keşif masrafını yatırması için şikayetçi vekiline ihtarlı davetiyenin tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre verilmesine, ihtarlı davetiyenin ve duruşma gününün ekli pulla kendisine tebliğine" karar verilmiştir. Şikayetçi vekiline çıkarılan tebligat üzerindeki şerh ile "taşınmazlar üzerinde yapılacak keşif için 829,20 TL keşif masrafını davetiyenin tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içinde mahkememize yatırmanız ya da göndermeniz gerektiği, aksi halde belirtilen süre içinde keşif masrafını yatırmadığınız taktirde, keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağı ve dosyadaki belgelere göre karar verileceği" ihtar edilmiştir. Bu husustaki tebligatın 08.06.2011 tarihinde yapıldığı; şikayetçi vekilinin verilen kesin sürede de istenen masrafları yatırmadığı anlaşılmıştır.Nihayet şikayetçi vekilinin katıldığı 08.12.2011 tarihli 6. celsede; "Şikayetçi vekiline gider avansını 2 haftalık süre içinde yatırması için kesin süre verilmesine, yatırmadığı takdirde gider şartı yokluğunda şikayetin reddedileceği hususunun ihtaratına (ihtarahat yapıldı)" karar verilmesi üzerine şikayetçi vekili tarafından 08.12.2011 tarihinde 800 TL keşif avansı yatırılmıştır.Somut olayda, şikayetçi vekiline keşif avansını yatırması için 08.06.2011 tarihinde (ve 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde) yapılan tebligat usulüne uygundur. Ayrıca bu tebligatın usulsuzlüğüne yönelik bir iddia da bulunmadığına göre mahkemece "tebligatın usulsüzlüğü" re'sen ele alınacak ve incelenecek bir husus değildir. Öte yandan hakim tarafından aynı konuda ikinci kez verilen süre kesindir. Belirtilen bu yasal durum karşısında şikayetçi, dayanağı keşif delilinden vazgeçmiş sayılmalıdır. Bu durumda, şikayetçi tarafından kesin süreye uymaması nedeni ile alacaklı taraf yararına (ve 1086 Sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde) usuli kazanılmış hak doğmuştur. Gelinen bu aşamadan sonra 3. kez (6100 Sayılı HMK hükümlerine göre) verilen kesin süre ise sonuç doğurmaz.O halde mahkemece, zamanında kesin mehlin gereği yerine getirilmediğinden 14.06.2012 mahkeme karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nun 94/3. maddeleri gereğince işin esasına girilmeden istemin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.