MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı, kayden paydaşı olduğu 201 ada 21 parsel sayılı taşınmaza davalı ...'nin su kuyusu açmak suretiyle elattığını, davalının elde ettiği suyu 3.kişilere satmak suretiyle gelir elde ettiği halde hiçbir bedel ödemediğini ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, su kaynağı ve deposunun davacının taşınmazında bulunmadığını yer altı suları kanunu gereğince yer altı sularının devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, davacıya para ödeyeceğine dair bir taahhütününün bulunmadığını, talep edilen ecrimisil miktarının neye göre belirlendiğini belli olmadığını, su deposu yapılması ve suyun dağıtımı için 10.000,00-TL masraf yaptığını, davacının ancak deponun kullanıldığı yerin zirai geliri nispetinde bir bedel isteyebileceğini belirterek davanın reddini savunmuş, aşamalarda zamanaşımı definde bulunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 228.44-TL ecrimisilin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davaya konu tarla vasıflı 201 ada 21 parsel sayılı taşınmazda davacının 1/3 pay ile 29.04.2009 tarihinde paydaş olduğu, mahkemece yapılan uygulama sonucunda taşınmazda 4,36 m2 lik su kuyusunun saptandığı, ... bilirkişisi tarafından hazırlanan rapora göre de bu kısımdan elde edilecek 6 yıllık gelirin 228.44-TL belirlendiği anlaşılmaktakdır.Bilindiği üzere; 167 sayılı Yasanın 4.maddesine göre; “Yeraltı suyu işletme sahaları içinde kuyu açan kimse, bulunan suyun ancak kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. (Ek cümleler: 03/07/2003 - 4916 S.K./22. md.) Bu miktarı aşan sular ile sulama, kullanma ve işlenerek veya doğal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yeraltı suları, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları (mazbut vakıflara ait sular hariç), 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyularak il özel idarelerince kiraya verilir.”Somut olaya gelince, davacı eldeki davada çekişmeli taşınmazdaki suyun özel su olduğunu, davalının kuyudan çıkartılan suyu 3. kişilere satarak gelir elde edildiği halde gelirden kendisine bir bedel ödemediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, davalı ise suyun yeraltı suyu olduğunu savunmuştur.Bu durumda mahkemece yapılacak iş suyun niteliğinin belirlenmesi olduğu açıktır.Hâl böyle olunca; mahkemece suların en az olduğu dönemde mahallinde... bilirkişi vasıtasıyla keşif yapılarak ( bilirkişi tarafından bu keşif tarihi itibariyle ölçüm ve değerlendirme yapılarak) suyun özel su mu yoksa yeraltı suyu mu olduğunun tam olarak belirlenmesi, yeraltı suyu olduğu saptanması halinde yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerin gözetilmesi, özel su olduğu saptanması halinde ise dava konusu edilen dönemde kullanılacak su miktarının saptanarak buna göre tazminat miktarı yönünden hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile sadece davacının taşınmazındaki kuyunun yözölçümü kadar ekilemeyen kısım için ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.