MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 22/09/2014 tarih, 2014/20822-21910 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı ve 3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakim.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:13.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6361 Sayılı Kanunun 28. Maddesinde ( ve aynı hükme karşılık gelen mülga 3226 Sayılı Kanun'un 19. Maddesinde) ; kiracının iflası veya icra takibine uğraması halinde finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına veya iflasta tefrikine ilgili memurca karar verileceği, bu karara karşı yedi gün içinde icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunulabileceği öngörülmüştür. Yasada öngörülen bu düzenleme ile haczedilmezlik ve istihkak prosedüründen ayrı finansal kiralama konusu malların, haciz veya iflas dışında (takip dışında) bırakılacağı kuralı getirilmiştir. Borçlu kiracı ve finansal kiralama yapan kiralayan yasanın bu hükmünden yararlanarak icra ve iflas müdürüne başvurabilirler. Sözü edilen hükümler kiralayanın doğrudan istihkak davası açmasına engel değildir.İstihkak davaları, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/11.maddesi uyarınca, genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabidir. Kural olarak, hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise, ona göre belirlenecek dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta 1/4’ünün peşin olarak alınması, vekâlet ücretinin de karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi olarak hesaplanması gerekir. İcra mahkemesine yapılacak şikayetler ise maktu harca tabi olup maktu tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. İstihkak davalarının aynı maddenin İİK’nun 97/1.fıkrası gereğince duruşmalı inceleme sonunda karara bağlanması zorundur. İİK’ nun 16. Maddesi kapsamında yapılan şikayetler hakkında ise aynı kanunun 18/2 maddesine göre duruşma yapılıp yapılmayacağı icra mahkemesince takdir edilecek bir husustur. Şikayet üzerine verilen İcra Mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmeleri gerekmez ise de istihkak davası sonucunda verilen ilamların icrası için kesinleşmeleri zorunludur.İcra mahkemesince verilen kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden bu kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Ancak istihkak davaları sonucu verilen kararlar ( ihalenin feshi isteminin reddi davaları gibi) HMK’nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliği taşıdığından aynı kanunun 375.maddesine göre yargılamanın iadesi istenilebileceği halde 16. Madde kapsamında şikayete ilişkin kararlar hakkında yargılamanın iadesi istenemez.Görüldüğü üzere, somut olayda 3. kişinin istihkak davası şeklinde nispi harç yatırmak sureti ile icra mahkemesine yaptığı başvurunun incelenmesi, borçluların şikayetinden ayrı bir yargılama usulüne tabi olup temyiz mercileri de farklıdır. Bu nedenle, her üç dosyanın birleştirilerek tek dosya üzerinden yargılamanın yürütülüp sonuçlandırılması doğru değildir. O halde, mahkemece, istihkak davası konusunda tefrik kararı verilerek sonuca gidilmesi gerekirken borçluların 6361 Sayılı yasanın 28. Maddesinden kaynaklanan şikayeti ile birleştirilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ : Alacaklı ve 3. Kişinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile dairemizin 22/09/2014 tarih, 2014/20822-21910 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre tarafların sair karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.