Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1519 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2878 - Esas Yıl 2014





Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .Aile Mahkemesi'nden verilen 15.05.2012 gün ve 409/500 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde ortak birikimlerinin yatırıldığı ... Bankasındaki hesapta bulunan paranın nemaları ile birlikte tasfiye edilerek ½ oranındaki kısmının vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı ... cevap dilekçesi ile birlikte açtığı karşı davada, evlilik birliği içerisinde çalışarak edindikleri 829 parselde kayıtlı 4 nolu bağımsız bölümün davalı eşi adına tescil edildiğini açıklayarak, katkısı sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 45.000 TL'nin, ayrıca anılan konutta bulunan ev eşyalarının da yarı oranda katkısı ile edinildiğini bu nedenle yine fazla hakları saklı kalmak kaydıyla ev eşyaları yönünden de 5.000 TL'nin dava tarihinden faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiş, ... Bankası'nda bulunan hesaptaki paranın paylaştırılarak ödenmesi suretiyle tasfiye edilmesine karşı koymadığını bildirmiştir.Mahkemece, davacı ...’in davasında; müşterek banka hesabının tasfiyesine ilişkin isteğin kısmen kabulü ile 6164850 nolu döviz hesabının taraflar arasında iştirak halinde mülkiyete tabi olduğuna ve her birinin %50 oranında hissedar olduğunun tespitine, fazla isteğin reddine, karşı davacı ...’in davasında; ev eşyaları yönünden cins, adet ve değerleri 16.6.2010 bilirkişi raporunda belirtilen toplam değeri 2210 TL olan ev eşyalarının tarafların paylı mülkiyetinde sayılmasına ve bu eşyaların taraflar arasında müşterek olduğunun tespitine, fazla isteğin reddine, 829 parselde kayıtlı 4 nolu bağımsız bölüm bakımından ise, 21.150,00 TL katkı payı alacağının karşı dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte karşı davalıdan (koca) alınarak karşı davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Asıl dava bakımından kurulan hükmün esasına yönelik açık temyiz isteği bulunmadığından herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.Taraflar 31.08.1989 tarihinde evlenmişler, ... Hukuk Mahkemesi'nde 01.01.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 16.11.2004 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlar, anılan Yabancı mahkeme ilamının .Aile Mahkemesi'nde açılan 2008/407-759 Esas ve Karar sayılı kararı ile tenfizine karar verilmiş, bu hüküm ise 10.10.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dava dilekçesinin içeriği ve dava konusu 829 parselde kayıtlı 4 numaralı meskenin 14.08.1995 tarihinde edinilmiş olmasına göre dava, 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığının geçerli bulunduğu dönemde edinilmiş taşınmazdan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.Kural olarak, 743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir.Somut olayda; dosyadaki belge ve bilgilere göre, karşı davacı kadının evlilik tarihinden malın edinildiği tarihe dek çalıştığı anlaşılmaktadır. Evlilik birliği içinde çalışan ve geliri bulunan karşı davacının taşınmazın alımına katkısının bulunduğunun kabulü gereklidir. Saptanan bu somut olgu karşısından mahkemece usulen dava tarihindeki değeri belirlenen taşınmazda ½ oranında katkısı bulunduğu kabul edilerek,-ki bu orana her iki taraf da itiraz etmemiştir.- belirlenen değerin yarısına hükmedilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı karşı davacı ... vekilinin taşınmaza yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün bu bölümünün ONANMASINA,Karşı davacı vekilinin ev eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı 1995-1996 yıllarında alınmış olan ev eşyalarına da yarı oranda katkısı olduğunu ileri sürerek alacak isteğinde bulunmuş; mahkemece eşyaların eşlerden hangisine ait olduğunun belirlenememesi sebebiyle tarafların paylı mülkiyetinde bulunduğunun tespitine hükmedilmiştir....davası sonucu verilen hüküm ile aynı zamanda hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı da tespit edileceğinden, eda davası açılma olanağı bulunan hallerde tespit davası açılamaz. Yani tespit davası ile istenen hukuki koruma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olamaz.Dosya kapsamına toplanan tüm delillere göre, davacının katkı sebebiyle alacak isteğinde bulunduğu, itiraz edilmeyen ½ oranında katkısının varlığı usulen belirlendiği anlaşıldığından, 16.06.2010 havale tarihli bilirkişi ek raporunda dava tarihindeki toplam değerleri belirlenen eşyaların yarı oranındaki bedeline katkı alacağı olarak hükmedilmesi gerekirken, karşı davacı bakımından ikinci bir dava açma külfeti doğuracak şekilde yazılı biçimde tespit hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle karşı davacı... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan hükmün ev eşyalarına ilişkin bölümleri bakımından 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 866,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.