MAHKEMESİ :Aile MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kadının.... isimli uzaktan akrabası ve köylüleri olan şahışla....'e gittiği ve burada 3 ay süre ile birlikte kaldıkları, davacı yanın şikayeti üzerine açılan soruşturmada davalı kadının savcılığa verdiği 02.02.2012 tarihli ifadesinde....'ın kendisini kaçırmadığını, kendi hür iradesiyle.... ile gittiğini,....simli şahsın da davalı ile gönül ilişkilerinin bulunduğunu ifade ettiği ve bu beyanlar doğrultusunda takipsizlik kararı verildiği ve tarafların bir daha bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında görgüye dayalı olmayan ve davalının aktarımları ile yapılan yorumlardan oluşan davalı tanık anlatımlarının hükme esas alınması olanağı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalının; sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ve bu nedenle taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğunun kabulü gerekir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.m.166/l) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.