Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14825 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27795 - Esas Yıl 2011
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık hakkında hükmolunan cezanın tür ve süresine göre sanığın duruşmalı temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 318.maddesi gereğince reddi ile dosya üzerinden yapılan temyiz incelemesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-) 23.06.2009 tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince bir sonraki duruşmanın 14.07.2009 tarihinde yapılmasına karar verildiği halde, belirlenen duruşma tarihinden önce ve sanığın bilgisi olmadan 24.06.2009 günü duruşma açılarak yakınan G.. Ü..’ün dinlenmesi suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,2-) Sanığın üzerine atılı suçu işlemediğini savunması ve olayla ilgili tarafsız bir tanığın bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın hakaret suçunu işlediğine dair mahkemede kanaat oluşmasına dayanak teşkil eden delillerin nelerden ibaret olduğu belirtilmeden, sanığın lehine ve aleyhine olan deliller gösterilmeden, hangi delile neden üstünlük verildiği denetime olanak verecek şekilde açıklanmadan, sanığın dilekçeyle ismini mahkemeye bildirdiği tanık Mahmut Kalın dinlenmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,3-) Kabul ve uygulamaya göre de;a-) Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nın 125/1.maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi,b-) Sanığın adli sicil kaydındaki ilamlardan, Ankara 23.Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2001 tarihli ve 974-98 sayılı ilamının infaz edildiği tarihten suçun işlendiği tarihe kadar üç yıllık süre geçmiş olduğundan anılan ilam nedeniyle sanığın mükerrir sayılamayacağı, adli sicil kaydında gözüken diğer ilamlara konu adli para cezalarının ise miktarları itibariyle 1412 sayılı CMUK’nın 305.maddesi gereğince kesin nitelikte oldukları ve aynı Yasanın 305/son maddesi gereğince tekerrüre esas olamayacakları gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 58/6.maddesi gereğince sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,c-) 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 1.fıkrasının ( c ). bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanığın; aynı Yasanın 53/1-c.maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.