Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1481 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4299 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2014nın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, çeyiz senedinde yazılı olan eşyaları evlilik birliğine kattığını, tarafların boşandığını, davalının bu eşyaları müvekkiline teslim etmediği gibi bedelini de ödemediğini belirterek; ziynet eşyaları ve çeyiz eşyalarının bedellerinin tespiti ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; senedin zorla imzalatıldığını, eşyaların teslim edilmediğini, 5 adet bilezikten 4 adeti ile altın takı setinin davacının ailesine verildiğini, 1 adet bilezik, saat ve altın künyeleri davacının yanında götürdüğünü savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; künyelerin, saatin ve 1 tane bileziğin davacının üzerinde olduğu, 4 bilezik ve 2 takı setinin davacının rızasıyla, düğün masrafları için satıldığı, eşyalardan sadece mutfak eşyalarının davacı tarafından getirildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, ziynet eşyası talebinin reddine, mutfak eşyası bedeli olan 50 TL' nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, dava; ziynet ve çeyiz eşya bedeli istemine ilişkindir. Kural olarak ziynet eşyaları, kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların, iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.Somut olayda; davacı taleplerini, 20.07.2003 tarihli 'Senettir' başlıklı, çeyiz senedine dayandırmış olup, davalı da bu belgeyi teslim alan sıfatıyla imzalamıştır. Davalı tanığı, annesi Selma Öztuna, ziynet eşyasına ilişkin, "...düğünde takılan takıları, aynı hafta içinde düğün masrafları için harcadılar..." şeklinde, davacı tanığı, annesi F.. İ.. ise, altınların davalı tarafından bozdurulması nedeniyle, tarafların, yanında tartıştıklarını beyan etmiştir.Bu durumda, ispat yükü davalı tarafa düşmekte olup, çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyalarından olan künyeler, saat ve 1 bilezik yönünden halen davacıda olduğunu ispatlamışsa da, 4 adet altın bilezik ve 2 adet altın takı setinin davacı tarafından rızasıyla davalıya iade edilmemek üzere verildiğini ispatlayamamıştır.Hal böyleyken, mahkemece; 4 adet altın bilezik ve 2 adet altın takı setine yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.