Özeti : 5233 sayılı Kanun kapsamında münferit olaylara ilişkin uyuşmazlıklarda tazminata hükmedilirken, zarar görenin olaydaki müterafik kusurunun da dikkate alınması gerektiği hakkında. Temyiz Eden (Davalı) : Mardin Valiliği Karşı Taraf(Davacı) : … Vekili : Av. … İstemin Özeti : Mardin İdare Mahkemesi'nin 31/12/2007 tarih ve E:2007/861; K:2007/2101 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi : Ali Fuat DemirkolDüşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle yerinde olan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce gereği görüşüldü: Dava; davacının ikamet ettiği, Mardin İli, Midyat İlçesi, Gülgöze Köyü'nde hayvanlarını otlatırken bulduğu yabancı cismi evlerine getirerek çakmakla yakması sonucu patlaması üzerine yaralanması nedeniyle uğramış olduğu zararının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve 6.000 TL maddi, 4.000 TL manevi olmak üzere toplam 10.000 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Mardin İdare Mahkemesince; davacının yaralanmasına neden olan olayla ilgili olarak Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın H:1998/584, K:1999/34 sayılı görevsizlik kararında, patlayıcı maddeyi PKK terör örgütü elemanlarının bırakmış olabileceği, yapılan soruşturmada patlayıcı maddeyi terör örgütü elemanları dışında başka kişi veya kişilerin bırakmış olabileceğine dair hiçbir kanıt elde edilemediğinin belirtildiği, olayın niteliği ve gelişimi dikkate alındığında yörede yoğun olarak yaşanan terör olaylarının bir sonucu olduğu ve 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığından aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; Mahkeme kararı üzerine idarece yeniden zarar tespiti yapılacağından bu aşamada maddi tazminata hükmedilemeyeceği, 5233 sayılı Kanun ile sadece terör nedeniyle meydana gelen maddi zararların karşılanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlendiğinden, davacının manevi tazminat talebinin de karşılanamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali, tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir. Davalı idare tarafından Mahkeme kararının aleyhe olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden; davacının, hayvanlarını otlatırken bulduğu yabancı cismi evlerine getirerek çakmakla yakması nedeniyle patlamanın meydana geldiği; davacının bu olay nedeniyle zarara uğradığı; 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun, yaralanma olayının kişinin kendi kusuru sonucu meydana geldiğinden bahisle reddedildiğinin anlaşıldığı; davacının söz konusu patlayıcı maddeyi köyde bulduğu dikkate alındığında, olayda terör ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetin etkili olduğu ve söz konusu olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; öte yandan, davacının yaşı itibariyle (13 yaşında) patlayıcı maddenin çakmakla yakılması halinde patlayabileceğini anlayabilecek durumda olduğu; söz konusu olayın gerçekleşmesinde davacının bakım ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmeyen ailesinin de kusurunun bulunduğu; buna göre, davacının uğradığı zararın müterafik kusur da dikkate alınarak 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Mahkemece; Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dava konusu olayla ilgili görevsizlik kararında, patlayıcı maddeyi PKK terör örgütü elemanlarının bırakmış olabileceği, yapılan soruşturmada patlayıcı maddeyi terör örgütü elemanları dışında başka kişi veya kişilerin bırakmış olabileceğine dair hiçbir kanıt elde edilemediğinin belirtildiği, olayın niteliği ve gelişimi dikkate alındığında yörede yoğun olarak yaşanan terör olaylarının bir sonucu olduğu ve 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararı sonucu itibariyle yerindedir. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile Mardin İdare Mahkemesi'nin 31/12/2007 tarih ve E:2007/861; K:2007/2101 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.