MAHKEMESİ : İzmir 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/03/2012NUMARASI : 2011/874-2012/196Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi-üçüncü kişi ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi-üçüncü kişi ve alacaklının temyizi nedeniyle yapılan incelemede;Alacaklı Kredi Gi F.u AŞ. vekili tarafından borçlu San Tic AŞ hakkında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, mahkemece, Borçlu şirket Afyon ili .....ilçesinde faaliyet gösterdiği, ticari işletme rehninin .......da görev yapan bir noterlikte düzenlenmesi gerekirken ayrı bir il olan Denizli'de yapılmış olması karşısında geçerli olmadığından şikayetin kısmen kabulü ile şikayetçinin 23.08.2011 günlü haczin kaldırılması istemini içeren dilekçesine karşı memur tarafından verilen bu isteğin reddine dair 24.08.2011 günlü kararın Finansal Kiralama Kanunu doğrultusunda inceleme yapılarak istemin yeniden değerlendirilmesi için kaldırılmasına, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.Şikayetçi üçüncü kişi icra mahkemesine başvurusunda; İzmir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/4213 E. sayılı dosyasından alınan talimat ile ...... İcra Müdürlüğü'nün 2011/85 Tal. sayılı dosyasından haczedilen ve satışa çıkarılan menkullerle ilgili olarak, Ticari İşletme Rehni Kanunu'nun aradığı geçerlilik şartlarını taşımayan ve Finansal Kiralama Kanunu 8. maddesine aykırı olan şikayete konu takibe dayanak ticari işletme rehni sözleşmesinin geçersizliğine ve sözleşme esas alınarak yapılan takipteki hacizlerin kaldırılmasına yönelik itirazlarının kabulüne, bunun mümkün olmaması halinde; Mülkiyeti davacı bankaya ait olan ve leasing yolu ile borçluya kiralanan mahcuzlara ilişkin Finansal Kiralama Kanunu 19. maddeye dayanarak İzmir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/4213 E. sayılı dosyasından yaptıkları itirazın reddine dair verilen 24.08.2011 tarihli memurluk kararının iptali ile, nitelikleri dilekçenin 2 no'lu kısımda belirtilen mülkiyeti şikayetçi bankaya ait menkuller ve borçluya ait tesislerin çalışması için zorunlu olup, taşınmazlar üzerinde müvekkili banka lehine tesis edilmiş olan 1. ve 2. derecelerde ipoteklerin teferruatı niteliğinde olan ve nitelikleri dilekçenin 3 no'lu kısımda belirtilen menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinin talep etmiştir.3226 Sayılı Kanunun 19.maddesinde; kiracının iflası veya icra takibine uğraması halinde finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına veya iflasta tefrikineilgili memurca karar verileceği, bu karara karşı yedi gün içinde icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunulabileceği öngörülmüştür. Yasada öngörülen bu düzenleme ile haczedilmezlik ve istihkak prosedüründen ayrı finansal kiralama konusu malların, haciz veya iflas dışında (takip dışında) bırakılacağı kuralı getirilmiştir. Borçlu kiracı ve finansal kiralama yapan kiralayan yasanın bu hükmünden yararlanarak icra ve iflas müdürüne başvurabilirler. Sözü edilen hükümler kiralayanın doğrudan istihkak davası açmasına engel değildir. Ayrıca, ilgili memurun 3226 Sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca vereceği karara karşı da, hukuki yararı bulunan alacaklının, borçlunun ve finansal malları kiralayanın, memur işleminin yanlışlığını ileri sürerek 7 gün içerisinde icra mahkemesine şikayette bulunma hakları olduğu, sözü edilen madde gereğidir.3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanununun 8.maddesinde; “Finansal kiralama sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılacağı” emredici bir kural olarak konulmuştur.Diğer bir deyişle, sözleşme noterlikçe yapılmamış ya da noter sadece imza tasdiki yapmış ise BK.nun 20.maddesi karşısında bir butlan nedenidir ve mahkemece de re’sen nazara alınır (Reisoğlu, Özsunay İTO, S.14, Semineri-Nisan 1986).Bundan ayrı, Finansal Kiralama Kanununun 8.maddesinin 1.paragrafının 2. cümlesi, “taşınır mala ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin, kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescili gerektiği” hükmünü amirdir.Bu düzenleme ilk planda, iyiniyetli üçüncü kişilerin, emin sıfatı ile zilyed olan kiracıdan finansal kiralama konusu mal üzerinde bir ayni hak kazanmalarını engellemek amacıyla getirilmiş olup, finansal kiralama işlemlerine aleniyet kazandırılarak finansal kiralama kurumunun sağlıklı işlemesi ve gelişmesi amaçlanmıştır (, Finansal Kiralama (leasing) Sözleşmesi, Ankara-1990, s:96).O halde Kanunda özel sicile tescil ve şerh bir ön şart olup, kiralayanın mülkiyet hakkını, iyiniyetle kiralama konusu malı ve mal üzerindeki ayni bir hakkı iktisap edenlere karşı ileri sürebilmesi, sözleşmenin şerh ve tescili ile mümkündür.Diğer taraftan, taşınır mallara ilişkin finansal kiralama sözleşmelerinde tescilin yapılmamasının Finansal Kiralama Kanununun 18., 19. ve 20.maddeleriyle ilgili bazı sonuçlarının bulunduğu açıktır.Bu bağlamda, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 19.maddesinde; Kiracının iflası veya icra takibine uğraması halinde, finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına veya iflasta tefrikine ilgili memurca karar verileceği, bu karara karşı yedi gün içinde icra tetkik mercii hakimliği nezdinde şikayette bulunulabileceği öngörülmüştür.Bu açık hüküm karşısında, icra memurunun finansal kiralama konusu malların takip dışında tutulmasına karar verebilmesi için, noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmış geçerli bir finansal kiralama sözleşmesinin varlığı ve özel sicile tescil edilmiş olması gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır.Şu hale göre, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun gerek finansal kiralama sözleşmesinin şekli ve sözleşmeye aleniyet kazandırılması amacına yönelik özel sicile tescile dair 8.maddesi ve gerekse 19.maddede yer alan emredici nitelikteki koruma hükümleri kamu düzenine ilişkin olup, Finansal kiralama sözleşmesinin Noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilip edilmediği re’sen araştırılacak konulardandır. (Hukuk Genel Kurulu’nun22.10.2008 tarih ve 2008/21-535 esas, 2008/586 karar sayılı kararı)Ayrıca, haczedilen bir kısım mahcuzların taşınmaz rehni kapsamında teferruat olduğuna ilişkin ise;MK.nun 684.maddesi hükmüne göre mütemmim cüz niteliğindeki şeyler, bütünden ayrı haczedilemez. Öte yandan kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani alacaklılar fabrika binasını satmadan binada bulunan eklenti niteliğindeki malları ayrı ayrı haczettirebilir ve sattırabilirler. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür.İrdelenmesi gereken bir başka husus da, gerçekte teferruat niteliği tespit edilen mahcuzların İİK.nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda yer alması halinde taşınmazdan ayrı hacizleri mümkün değildir. Birbaşka anlatımla bu maddenin uygulanabilmesi için mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. MK.nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur.Ayrıca ipotek akit tablosunda yazılı olmasa dahi, TMK'nun 862. maddesi uyarınca da ipotek, taşınmazı, bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı ve taşınmazın haczi onun bütünleyici parçalarını (TMK m.684) ve eklentilerini de (TMK.m.686) kapsayacağından bu madde uyarınca da bütünleyici parça ve eklentilerinin haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için haczedilen malların yasa maddelerinde gösterildiği şekilde bütünleyici parça ve eklenti olduğunun belirlenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; öncelikle 3226 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi koşullarında bir finansal kiralama sözleşmesi olup olmadığı belirlendikten sonra, sözleşmeni geçerli olduğunun anlaşılması halinde ve şikayete konu bir kısım mahcuzların ise gerçekde TMK.nun 684 ve 686.maddelerinde açıklandığı gibi, mütemmmim cüz ve teferruat niteliğinde olup olmadıkları bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle haczedilen bir kısım malların finansal kiralama konusu mal olup olmadığı tespit edilerek ve TMK.nun 686/1 ve 862/1 maddeleri gereğince rehin kapsamında kalmaları halinde (İİK.nun 83/c koşullarında ipotek akit tablosunda yazılmasa dahi) haczedilemeyecekleri göz önünde tutularak, mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde bulunmayan mahcuzların ise haczedilebilecekleri düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaretken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan hacizlerin kaldırılması görevi icra mahkemesine ait olup, bu hususta değerlendirme yapma görevinin icra müdürlüğüne verilmesi de hatalıdır.SONUÇ : Şikayetçi-üçüncü kişi ve alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.