Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1479 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3016 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; boşanma davasının halen derdest olduğunu, evlilik öncesinde davacıya 20 adet her biri 22 gram ağırlığında ve 22 ayar üçlü Adana burması tabir edilen bilezik ile kolye, küpe, künye ve yüzükten oluşan set takımı takıldığını; ancak, evlilik sonrası 8 adet bileziğin davalı ...'nin babası olan diğer davalı ... tarafından aynen iade edilmek şartıyla davacıdan alındığını, davalı ...'nin de yine aynen iade etmek şartıyla 5 adet bilezik ve set takımını davacıdan aldığını, bunların iade edilmediğini belirterek; 5 adet 22 ayar bilezik ile 1 adet set takımının davalı ...'dan aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 11.000,00 TL bedelin tahsiline, 8 adet 22 ayar bileziğin davalı ...'dan aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 14.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacılar ... ve ... cevap dilekçelerinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, düğünde davacıya 12 adet bilezik takıldığını, 8 adet bileziğin, davacının da bilgisi ve rızasıyla kuyumcudan düğün sonrası iade edilmek üzere ödünç olarak alınıp takıldığını, düğünden sonra ödünç alınan 8 adet bileziğin kuyumcuya iade edildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalı ... yönünden açılan davanın reddine, davalı ... yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 8 adet 22'şer gramlık 22 ayar bileziğin davacıya aynen iadesi, mümkün olmaması halinde değeri olan 13.015,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, ziynet eşyası alacağına ilişkindir.Dosyanın incelenmesinden, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakıldığı ve sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından (üçüncü kısım hariç olmak üzere) (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır.Bu durumda, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. (H.G.K. 16/11/2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı)Bu açıklamalar karşısında, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.