Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14771 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8264 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ..... Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı.... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için muris babasından intikal eden taşınmazları mal kaçırma amacı ile abisi.... ile onun eşi ....'e tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalılar, duruşmada satışın gerçek olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davacıya keşif masrafı yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen masrafı yatırmadığı mahiyeti itibari ile davayı ispat davacıya ait olup davacı iddiasını bu hali ile ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.Davacı vekili tarafından 18.05.2007 tarihinde açılan dava dilekçesinde 8 parça taşınmaz ile ilgili olarak dava açılmış, yargılama sırasında bir kısım taşınmazların devrine ilişkin taleplerinden feragat edilerek sadece davalı .... adına tescil edilen 172 Ada 20 parsel dava konusu olarak kalmıştır. Mahkemece 16.10.2008 tarihinden itibaren verilen keşif kararları değişik nedenlerle icra edilememiş, ancak ilk olarak 08.09.2010 tarihinde davacı tarafından mahkemece istenilen 420,00 TL masrafı yatırılmış, 16.04.2013 tarihinde ise mahkeme 595,80 TL keşif masrafı yatırlamasını istemiş 03.06.2013 tarihinde yukarda belirtilen taşınmaz üzerinde keşif yapılmıştır. 04.06.2013 tarihinde de davacı eksik kalan keşif masrafını yatırmıştır. Bu durumda mahkemenin keşif masrafı yatırılmadığından davanın ispat edilemediği gerekçesi yerinde değildir.Yapılacak iş, davanın esasına girilerek, borçlu davalının yargılama sırasında vesayet altına alındığı dikkate alınarak tebligatların borçlunun vasisine yapılması sağlanarak ve davalı borçlu tarafından açılan menfi tesbit davası sonuçlanmış ise sonucu da dikkate alınarak, tarafların delil ve belgeleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı değerlendirme eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.