MAHKEMESİ : Kayseri 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/02/2011NUMARASI : 2011/47-2011/190Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2) Alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde ipotekli taşınmazın satışının gerçekleştirildiği, borçlu şirketin ise satış tarihinden önce iflaslarına karar verildiğinden bahisle ve sair nedenlerle ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır.İİK. nun 193.maddesi uyarınca iflasın açılması ile borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takipler durur ve iflas kararının kesinleşmesiyle bu takipler düşer. Ancak, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflas masasına karşı devam edilir. Bir diğer anlatımla iflasın açılmasına karar verilmesi rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipleri durdurmaz.Öte yandan, müflis iflas etmekle medeni haklardan istifade ve medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiş olmaz. Sadece İİK. nun 191. maddesi gereğince İflas Masasına giren hak ve mallar hakkında tasarruf hakkını kaybeder. Bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer. İflas masasına dahil olmayan hususlarda tasarruf hakkını haiz olduğu gibi şahsına bağlı hakları da kullanabilir. Şikayetçinin icra takibinde borçlu durumunda bulunması nedeniyle İİK. nun 134. maddesine göre dava açma hakkı vardır. Adı geçenin iflas etmesi, şahsına bağlı İİK. nun 16. maddesinde öngörülen sözü edilen şikayet hakkını kullanmasına engel teşkil etmez TTK. nun 437. ve 440. maddeleri hükümlerine göre tüzel kişilerin organları için de aynı durum geçerlidir. Bu hakkın kullanılması İİK. nun 191. maddesinde belirlenen mal üzerinde tasarruf durumunu içermediğinden icra mahkemesinin anılan maddeye dayalı olarak şikayetçinin aktif husumetinin varlığının kabulü zorunludur.O halde mahkemece iflas masası yargılamaya dahil edildikten sonra, müflis borçlunun sair fesih nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Her iki tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2).maddede yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.