Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1475 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2531 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ve birleşen dosyada davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, evlenme töreni sırasında, 02.03.2002 tarihli çeyiz senedinde yazılı, ziynet ve çeyiz eşyalarını, müvekkilinin babasının evinden getirildiğini, ayrıldıktan sonra davalıların bu eşyaları davacıya iade etmediğini belirterek; çeyiz senedinde yazılı eşyaların aynen iadesini, mümkün olmaması halinde, eşyaların toplam bedeli olan 99.875 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, cevap dilekçesinde; senette yazılı eşyaların mevcut olmadığını, teslim yapılmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Birleşen davalı ... vekili, cevap dilekçesinde; senette yazılı eşyaların teslim edilmediğini, davalı eş ...'ın, yurtdışındaki müşterek konuttan ayrıldıktan sonra da davacının bu ev ve eşyaları kullanmaya devam ettiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; çeyiz senedinde yazılı eşyaları, davalıların, davacıya iade yükümlülüğü bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile çeyiz senedinde ayrıntıları belirtilen ve bilirkişilerce değeri tespit olunan ev eşyaları ve ziynet eşyalarının aynen iadesine; aynen bulunmaması durumunda tespit edilen bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından süresi içerisinde, ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden davalılardan tahsili istemine ilişkindir.Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297.maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu şekilde, dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları, çeyiz eşyalarının sayı ve nitelikleri açık olarak yazılmalıdır.Mahkeme hükmünde, "...çeyiz senedinde ayrıntıları belirtilen ve bilirkişilerce değeri tespit olunan..." ifadesi ile yetinilmiş, hakkında hüküm kurulan eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bunun yanında, dava değeri, 85.000 TL'si ziynet eşya bedeli olmak üzere 99.875 TL olup, hükme esas alınan ziynet esyası bedeline ilişkin raporda toplam değer 101.088 TL olarak hesaplanmış, mahkemece, talep ile bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken; davacının ıslah talebi de olmamasına rağmen, 6100 sayılı ...nun 26.maddesine aykırı olacak şekilde talebin aşılması suretiyle hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.