Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1457 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2389 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/02/2014Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davacılar Alaattin ve Huriye'nin ayrı ayrı ¼ oranındaki malik oldukları, diğer davacı şirketin de büfe işlettiği binanın üzerine 17 Ağustos 1999 depreminde komşu parselde bulunan davalının paydaş olduğu binanın devrilmesi sonucu yıkıldığını, aynı binaya ilişkin daha önce yargılama yapıldığını ve komşu parseldeki binanın deprem yönetmeliğine aykırı olarak yapıldığının tespit edildiğini, davacıların evlerinden, kazançlarından ve zayi olan eşyalarından yoksun kaldıklarını belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla davacılar Alaattin ve Huriye yönünden ayrı ayrı hisse değeri 3.750,00 TL'nin, davacı şirketin zayi olan malvalığı değeri 2.190,00 TL'nin ve günlük 10,00 TL üzerinden hesaplanacak şimdilik 310,00 TL gelir kaybının 17/08/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların zararının mücbir sebepten kaynaklandığını, deprem olgusunun illiyet bağını kestiğini, davalı idarenin kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davalının paydaşı olduğu binanın deprem yönetmeliğine aykırı olarak yapılması neticesinde yıkılarak davacılara ait binanın üzerine devrildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacılar ... ve .... için ayrı ayrı 3.750,00 TL'ni, davacı ... için zayi olan malların değeri olan 2.190,00 TL'nin 17/08/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve gelir kaybı olan 73.021,55 TL'nin 310,00 TL'lik kısmına dava tarihi olan 01/11/2010; 72.711,55 TL'lik kısmına ise ıslah tarihi olan 27/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin kabul edilen temyiz itirazlarına gelince;Davacı şirket, 17/08/1999 depreminde kuruyemiş ve büfe olarak işletilen işyerinin yıkılması nedeniyle gelir kaybına uğradığını belirterek tazminat talebinde bulunmuştur.Somut olayda; mahkemece dava şirketin gelir kaybına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve olay tarihi (17/08/1999) ile dava tarihi (1/11/2010) arasında elde edebileceği gelir hesaplanarak davacının ıslahı neticesinde hüküm verildiği anlaşılmaktadır.Davaya konu edilen gelir kaybına yönelik zarar 17 Ağustos 1999 günü gerçekleşen deprem nedeniyle oluşmuştur. Deprem dolayısıyla olayın gerçekleştiği bölgede davacı şirketin çalışamaması ve gelir elde edememesi olağan karşılanmalıdır. Bu yönüyle davacı şirkete ait işyerinin üzerine davalıya ait binanın devrilmemiş olması halinde dahi depremin yıkıcı ve olumsuz etkisi nedeniyle kazanç elde edemeyeceği kuşkusuzdur. Diğer taraftan davacının gelir kaybının deprem tarihi ile dava tarihi arasındaki 11 yıldan fazla bir süre devam etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.Hal böyle olunca; davacı şirketin gelir kaybına ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca Harçlar Kanunu'nun 13/j. maddesi gereğince ... harçtan muaf olduğundan, davalı ... harç ile sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.