Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 145 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16775 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali ile tescil istemine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 392, 368, 402, 544 ve 557 sayılı taşınmazları damadı olan davalı ...’in aldatması sonucu ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davalılara devrettiğini, ölünceye kadar bakacaklarını söyleyip, kendisini kandırarak tüm parselleri tapuda devir almalarına rağmen davalı kızlarının ve damatlarının bakmadıklarını ileri sürerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ve bu sözleşmeye istinaden yapılan tapu devirlerinin iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı ..., kayınpederi davacıya 30 yıldır baktığını, davacının yabancı uyruklu bir kadınla tanışıp, onunla evlenmek istemesi üzerine tedbir amaçlı olarak, davacının isteği ile taşınmazların devredildiğini, tapu devir masraflarının karşılanması durumunda taşınmazları alabileceğini, davacının sözleşmeyi rızası ile yaptığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın TBK 617/2 maddesi uygulanmak sureti ile kabulüne karar verilmiştir.Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının 392 parsel sayılı taşınmazdaki 1/21, 368 parsel sayılı taşınmazdaki 377/6048 , 402 parsel sayılı taşınmazdaki 1/21, 544 parsel sayılı taşınmazdaki 37/189 ve 557 parsel sayılı taşınmazdaki 27/208 paylarını 31/12/2009 tarih 13261 yevmiye nolu resmi senetle ölünceye kadar bakıp beslemek ve görüp gözetmek koşuluyla davalı kızları ..., ..., ..., ... ile davalı damatları ... ve ...’a temlik ettiği, davacının davalı kızları dışında oğlu ... ve kızı ...’nin bulunduğu, eşi ...’nin 2007 yılında öldüğü anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi, ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. 818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511. maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir” olarak tarif edilmiştir.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme, giydirme, hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu sosyal konumuna ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK'nin 617 (BK'nin 517.) maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Öte yandan, TBK'nin 617/son (BK'nin 517/son) maddesi hükmüne göre; “Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.”Uyuşmazlığın değinilen TBK'nin 617/son (BK'nin 517/son) maddesi uyarınca çözüme bağlanması, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.Somut olayda, davacının damadı olan davalı ...’in yazılı beyanında, davacının oğlu ...’la birlikte kredi çektiğini, kredinin bir kısmını oğluna verip, bir kısmını bir gecede yediğini, bu olaydan sonra herkesin kayınpederinden elini çektiğini, kendisiyle ilgilenmediklerini ifade ettiği, diğer davalıların da yargılama sırasında davacıya baktıkları savunmasında bulunmadıkları, davacı tanığı olarak dinlenen davacının komşusu ..., davacının yalnız yaşadığı, yanında davalıların kalıp ona baktığını görmediğini beyan ettiği, dolayısıyla tüm dosya kapsamından davalıların bakım borcunu yerine getirmediği sabittir.Hâl böyle olunca, davanın kabulüne, tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.