Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14489 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2879 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasıyla davacı tarafından daha önce bağımsız olarak açılan "aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kütüğüne konut ile ilgili şerh" konulmasına ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonucunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle evrak okundu gereği görüşülüğ düşünüldü:1-Koca tarafından 02.08.2012 tarihinde boşanma davası açılmış, kadın tarafından 17.10.2012 tarihinde karşı boşanma davası açılmıştır. Dava ve karşı dava, kocanın daha önce açtığı aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasına ilişkin davasıyla birleştirilerek görülmüştür. Tarafların her ikisi de İngiliz uyrukludur. Bu hususu dikkate alan mahkeme 5718 sayılı Türk Milletlerarası Özel Hukukuna göre boşanma ve hükümlerinde eşlerin müşterek milli hukukunun yetkili olduğunu (m.14/1) belirlemiş, aynı yasanın 2/1. maddesi gereğince "Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi" hükümlerinden yararlanarak konuya ilişkin İngiliz hukukunu Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü vasıtasıyla ilgili Devletten talep etmiştir. Bu sözleşme gereğince İngiliz hukukunun boşanma ve hükümlerine ait düzenlemesi dosyaya talepte bulunulan devletin dilinde gönderilmiştir. Bunun Türkçe'ye tercümesinin gerektirdiği masraf davacı-karşı davalıdan mahkemece istenmiş, kesin süre içerisinde bu masraf yatırılmamıştır.Milletlerarası usul hukukunda "Lex Fori" prensibi geçerlidir. Bu prensibe göre özel hukuka ilişkin uyuşmazlıklarda uyuşmazlığın götürüldüğü hakim, kendi usul kurallarını uygular. Bu bakımdan uyuşmazlığa uygulanacak maddi hukuk açısında İngiliz hukuku yetkili olmakla birlikte taraflar usul hukuku bakımından Türk usul hukuku hükümlerine tabidirler.Yabancı hukukun Türkçeye tercümesinin gerektirdiği masraf, davacı-karşı davalı (koca) vekilinden "gider avansı" kapsamında istenildiği halde bu gider, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 120/2. maddesinde gösterilen süre zarfında yatırılmadığına göre, kocanın boşanma davasının ve bununla birleştirilen aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davasının mahalli mahkemece usulden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Aile konutu şerhi konulmasına ilişkin dava, taşınmazın aynı ile ilgili olmadığından taşınmazın Türkiye'de bulunuyor olması yukarıda ulaşılan sonucu değiştirecek nitelikte görülmemiştir. Bu sebeple tarafların asıl ve birleşen davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davalı-karşı davacı (kadın)'ın karşı davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Hükmün gerekçesinde davalı tararından açılan karşı boşanma davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği belirtilmiş ise de, yargılama sırasında karşı davayla ilgili verilmiş bir tefrik kararı bulunmadığı gibi, nihai hükümde de bu yönde bir karar verilmemiştir. Gerekçede tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedildiğinin iade edilmiş olması yeterli değildir. Ayırmaya ilişkin mahkemece verilmiş bir karar mevcut olmadığına göre, karşı boşanma davasında ilgili hüküm tesis edilmesi gerekirken bu hususun nazara alınmamış olması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kala bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.