Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14410 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10957 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 28/06/2012 tarih ve 2010/738-2012/553 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin yan kuruluşu tarafından davacı ve eşi adına müvekkilinin iradesi dışında 12 adet bireysel emeklilik sözleşmesi oluşturulduğunu, müvekkilinin şikayeti üzerine davalı Banka şubesi tarafından taahhütte bulunulmasına sorunun giderilmediğini, ayrıca davalı Banka avukatlarıyla görüşmelerinin neticesiz kaldığını, hatalı işlemlere ilişkin olarak müvekkili aleyhine mükerrer takip yapıldığını, alacaklı vekillerinin müvekkilini sürekli arayarak haciz ve muhafazaya geleceklerini söylediklerini, bu baskılara dayanamayan müvekkilinin Üsküdar 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/13041 sayılı dosyasına 1.500,00 TL yatırmak zorunda kaldığını, sahtecilik suçu nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına müracaatta bulunulduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya her iki takip dosyası için borcu olmadığının tespitine ve teminatsız olarak her iki takibin de durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davaya konu bireysel emeklilik sözleşmelerinin, davacı ve eşinin bilgisi dahilinde oluşturulduğunu, bireysel emeklilik sözleşmelerine ilişkin ödemelerin, müvekkilince davacıya ait kredi kartından tahsil olunduğunu, kredi kartı borcu ödenmeyince Üsküdar 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/13041 sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine ve ihtarnameye itiraz etmeyen ve takibin kesinleşmesini müteakip kısmi ödeme yapan davacının daha sonradan haksız ve yersiz işbu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı bankanın müşterisi olduğu ve davacının talep ve bilgisi dahilinde bireysel emeklilik ve hayat sigortası poliçeleri tanzim edildiği, bilirkişi incelemesi yapılan emeklilik sözleşmesi teklif formlarındaki bir kısım imzaların davacı eli mahsülü olduğu ve Üsküdar 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/13041 Esas sayılı takip dosyası ve Kadıköy 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/2419 Esas sayılı takip dosyalarıyla davalı tarafından yapılan icra takiplerine davacının itiraz etmediği ve takiplerin kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılan takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak; davalı banka 23/07/2009 tarihi itibariyle kredi kartı borcunu, 04/02/2009 tarihi itibariyle de kredili mevduat hesap bakiyesini takibe koymuş olup, mahkemece takibe konulan bu tutarların ne şekilde oluştuğu, davacının hangi harcamasından kaynaklandığı araştırılmaksızın sadece davalı Banka nezdinde düzenlenen Bireysel Emeklilik Sözleşmelerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığı hususu incelenmek suretiyle karar verilmiştir. Bu durumda, banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle takibe konulan tutarların hangi harcamalara ilişkin olduğu, davacının bu bakiyeden sorumlu olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yurarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, 24/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.