Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14383 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6714 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2013NUMARASI : 2011/106-2013/379Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesinde; murisin noterde resmi bir vasiyetname düzenleyerek, davalı eşine muuayyen mal vasiyetinde bulunduğunu, ancak bu vasiyetin murisin tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir dönemde ve davalının manevi baskısı sonucu yapıldığını beyan ederek, vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili bu dava ile birleşen diğer davasında, davalının muristen aldığı vekaletname ile murise ait parayı bankadan çektiğini, bu işlemde muris muvazaası bulunduğunu, murisin davacı mirasçılardan mal kaçırmak kastı ile bu vekaleti verdiğini beyan ederek, miras payları olarak şimdilik 10.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, her iki dava yönünden de davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz sebepleri yerinde değildir.Ancak, Türk Medeni Kanunu'nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar. Gene aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden 10 yıl geçmekle düşer.Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır.Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tesbit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir.Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden TMK.nun 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz.Somut olayda; dava konusu vasiyetname usulünce açılıp okunmuş, davacılar 06.04.2011 tarihli celsede beyanda bulunmuşlardır. 06.04.2011 tarihi davacıların öğrenme tarihi olup, dava açma süresinin başlangıcının bu süre olduğunun kabulü gerekecektir.Davacılar davalarını 26.04.2011 tarihinde açmış olup, kanundaki 1 yıllık dava açma süresi de henüz dolmamış bulunmaktadır.Öyle ise mahkemece; bu ilkeler gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.