Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı derneğin profesyonel güreşçisi olduğunu, 09.09.2003 tarihinden bu yana hizmet akdi ile çalıştığını, sebep gösterilmeksizin haksız olarak dernekle ilişiğinin kesildiğini, bu nedenle 7.000 t şampiyonluk priminin ödemediğini, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.000 t tazminatın davalıdan tahsilini dava etmiştir.Davalı, davacının amatör sporcu olduğunu, ayrıca 5674 Sayılı Yasa uyarınca ihtilafın Tahkim Kurulunca çözümlenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 5674 Sayılı Yasa'nın 2.maddesi uyarınca davaya konu ihtilafı çözüm yerinin Tahkim Kuruluna ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, yanlar arasındaki ihtilafın Adli Yargıda mı yoksa Tahkim Kurulunda mı çözüleceği konusunda toplanmaktadır. Davacı güreşçi, davalı ise Büyükşehir Belediyesine ait spor derneğidir. Konuyla ilgili olarak öncelikle davacının davalı kulüple olan ilişkisinin saptanması gerekmektedir. Davacı, dava dilekçesinde, 01.07.1999 tarihinde 12 yaşında iken davalı Dernekte güreşçi olarak spora başladığını, daha sonra yıldızlar ve gençlerde başarılar kazanması üzerine bu kez davalı dernekte ücretli olarak çalıştırılmasına karar verildiğini, 09.09.2003 tarihinde de adına bankada hesap açılarak hizmet akdiyle çalıştırılmaya başlandığını Sosyal Güvenlik Kurumu'na ise 10.08.2006 tarihinde bildirimde bulunulduğunu, açıklamıştır. Davalı ise, Davacının amatör sporcu olduğunu savunmuştur. Dosyada mevcut bulunan SGK Fatih Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 03.03.2011 günlü yazısından davacı A.A.nın 10.08.2006 tarihinde işe giriş bildirgesi verildiği anlaşılmaktadır. Bu aşamada profesyonel sporcu ile amatör sporcu arasında bir ayırım yapılmalı ve sigortalılığın göreve etkisi tartışılmalıdır. Profesyonel sporcular, işverenleri durumundaki kulüplerinin gösterdiği yer ve belirlediği saatlerde işveren veya vekilinin emir ve talimatı halinde antrenman ve karşılaşma yapmaları, önceden yapılan sözleşme gereğince ücret almaları nedeniyle bu sporcular ile kulüplerin arasındaki ilişki iş sözleşmesi sayılmaktadır. Amatör sporcular ise, bir kulübe bağlı olmadıklarından en başta bir işverenleri bulunmamakta, iş sözleşmesi söz konusu olmamaktadır. Amatör sporcular spor faaliyetlerini meslek edinme ve para kazanma amacı gütmeden yürüten kişiler olduklarından sigortalı sayılmamaktadırlar. Dosyadaki tüm belgelerden davacının profesyonel olarak bu sporu yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı Hizmet akdi ile Davalı Kulübe bağlı olmakla birlikte İş Kanununa tabi olduğunu göstermez. Zira, 4857 Sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği, anılan Yasa'nın 4./g maddesi uyarınca tartışmasızdır. Zira Sporcular bu yasa kapsamında sayılmamaktadır. SSK'ya işe giriş bildirgesi verilmesi de 4857 Sayılı Yasa'ya tabi olduğunu göstermez. Öyle olunca aralarındaki ilişkinin 818 Yasa'nın Hizmet akdine ilişkin hükümleri (BK'nın 313354) uygulanmalıdır. Bu durumda davaya bakmaya hangi mahkemenin görevli olduğu tartışılmalıdır. Mahkeme Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Tahkim Kurulu'nun davada görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri hakkında 3289 Sayılı Kanun 29.05.1986 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişse de bu yasada muhtelif tarihlerde değişiklikler yapılmıştır.Anılan Yasa'nın 07.06.2007 tarihli resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren 5674 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikler uyarınca Takim Kurulu'nun yapısında değişiklikler yapılmış, ancak 2. madde ile ek 9. maddenin 8. fıkradan sonra gelmek üzere fıkralar ilave edilmiştir. Buna göre, 9. fıkrada, “Tahkim Kurulu, Özerk Federasyon Başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin spor ahlakına ve disiplinine aykırı davranışları nedeniyle yapılan başvuruları inceleyerek karar verir,” şeklinde düzenleme getirilmiş, son fıkrasında ise Tahkim Kurulu'nun görev, yetki ve sorumlulukları çalışma usul ve esasları ile üyelere verilecek huzur ücretinin miktarı Genel Müdürlük'çe hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” Düzenlemesi getirilmiştir. Görüldüğü üzere Tahkim Kurulu'nun sporcu ile kulüp arasında çıkacak alacaklarla ilgili ihtilaflarda görevli olduğuna dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 3289 Sayılı Yasa'da 5674 Sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile yapılan değişiklikte Tahkim Kurulu'nun “federasyon ile kulüpler, sporcular, hakemler, teknik direktörler ve antrenörler, kulüpler ile teknik direktörler, antrenörler ve sporcular, kulüpler ile kulüpler arasında çıkacak ihtilaflarla, federasyonlarca verilecek kararlar ile disiplin veya ceza kurulu kararlarını, ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek sonuçlandırır. Tahkim kurulu, itiraz üzerine Genel Müdürlük ile federasyonlar ve federasyonların birbirleri arasında çıkacak ihtilafları inceleyerek sonuçlandıracağı düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenlemede Tahkim Kurulu'nun federasyonlarca verilecek kararları itirazen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Para alacaklarına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde federasyon bünyesinde oluşturulacak hangi kurulda çözümleneceği konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Nitekim Güreş Federasyonunun ana statüsünde bu tür uyuşmazlıklarda hangi merciin görevli olduğuna dair bir düzenleme mevcut değildir. (Örneğin Futbol Federasyonu ana statüsünde bu tür uyuşmazlıkların “Futbol Federasyonu bünyesinde oluşturulan “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nda çözümleneceği yönünde iki görevi bulunmakta olup, para alacaklarında ihtiyari tahkim yöntemi benimsenmiştir.) oysa Güreş Federasyonu bünyesinde böyle bir kurul bulunmamaktadır. Dolayısıyla para, ücret vs. alacaklarına ilişkin olarak Tahkim Kurulu'nun itirazen inceleyeceği bir düzenleme mevcut değildir. Bu duruda uyuşmazlığın genel hükümlere göre ve adli yargı mahkemelerinde çözümlenmesi benimsenmelidir ve uyuşmazlıkta da görevli mahkeme davanın açıldığı tarih itibariyle asliye hukuk mahkemesidir. Öyle olunca, Mahkemece, esasa girilerek tarafların delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Aksine düşüncelerle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 t temyiz harcının istek halinde iadesine, 04.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.