Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1435 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4854 - Esas Yıl 2015





Adalet Bakanlığı'nın 07/08/2015 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık A.. O.. hakkında İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 18/04/2008 tarihinde 2007/1179 esas ve 2008/295 karar sayı ile verilen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 09/09//2015 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) Konuyla İlgili Bilgiler:17/02/2007 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık A..hakkında, İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 18/04/2008 tarihinde 2007/1179 esas ve 2008/295 karar sayı ile sanığın sorgusu yapılmadan, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince denetimli serbetlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği anlaşılmıştır.B) Kanun Yararına Bozma Talebi:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193. maddesinde yer alan, "(1) Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma vapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir. (2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklindeki düzenlemeye aykırı biçimde, sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 18/04/2008 tarihli kararının bozulması istenmiştir.C) Konunun Değerlendirilmesi:1- Karardan sonra yürürlüğe giren ve konuyla ilgili olan yasa hükümleri:28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la TCK'nın 191. maddesi yeniden düzenlenmiş ve aynı Kanun'la 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddede, TCK'nın 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülmekte olan kovuşturmalarda ne işlem yapılacağı ve karar verileceği belirtilmiştir.Sanık hakkında bu hükümler çerçevesinde işlem yapılması ve karar verilmesi mümkün görülmüştür.2- Konuyla ilgili, karar tarihinde yürürlükte olan yasa hükümleri:"Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. (TCK 3/1)"Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." (TCK 191/1)"Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verebilir." (TCK 191/2)"... denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilir. Aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilir." (TCK 191/5)"Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır." (CMK 175/2)"Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz." (CMK 193/1)"Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." (CMK 193/2)"Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." (CMK 195)Sanığın sorgusunun nasıl yapılacağı CMK'nın 147 ve 191. maddelerinde düzenlenmiştir.3- Sonuç:Belirtilen yasal düzenlemelere göre; TCK'nın karar tarihinde yürürlükte olan 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak" suçundan sanık hakkında, aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen cezaya hükmolunmadan önce "tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" karar verilebilmesi için, sanığın suçunun sabit olması, bunun için de öncelikle CMK'nın 147 ve 191. maddelerine uygun şekilde sanığın sorgusunun yapılması gerekir. "Denetimli serbestlik tedbiri", cezadan önce ya da ceza ile birlikte uygulandığı için, CMK'nın 193. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen "mahkûmiyet dışındaki hüküm" kapsamında değildir. Bu nedenle, sorgusu yapılmayan ve suçu işlediği saptanmayan sanık hakkında tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemez.Somut olayda, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan sanık A..hakkında, CMK'nın 191. maddesine uygun şekilde sorgusu yapılmadan, TCK'nın karar tarihinde yürürlükte olan 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince "denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" karar verilmesi ve böylece sanığın savunma hakkının kısıtlanması yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.D) Karar:Açıklanan nedenlerle; İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 18/04/2008 tarihinde 2007/1179 esas ve 2008/295 karar sayı ile verilen "denetimli serbetlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.