Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14240 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7991 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/11/2013 tarih ve 2013/491-2013/1040 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin "Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesiyle" sigortaladığı emtiaların Çek Cumhuriyeti'den İstanbul'a nakliyesinin davalı M. Lojistik Uluslararası Taşımacılık Depolama Dağ. ve Tic. A.Ş. tarafından yapıldığını, emtiaların diğer davalı tarafından sigortalanan davalı M. Lojistik Uluslararası Taşımacılık Depolama Dağ. ve Tic. A.Ş.'ye ait anterpoda bulunduğu sırada hasarlandığını, müvekkilinin hasar nedeniyle sigortalısına 5,000.00 TL ödeme yapıp sigortalının haklarına halef olduğunu ileri sürerek, 5,000.00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, 09.09.2009 tarihinde İstanbul'da meydana gelen sel felakatinin müvekkilleri açısından mücbir sebep oluşturduğunu, Bayındırlık Bakanlığınca Genel Hayata Etkili Afet kararı alındığını, B.. B.., İ.. B.., İSKİ Genel Müdürlüğü, B.. B..'na davanın ihbarı gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; hasarlı eşyaların palet üzerinde olmaları nedeniyle teminat kapsamında bulunmalarına karşın davalı sigorta şirketince düzenlenen poliçenin özel şartlar bölümünde belirtilmiş olan % 2 tenzili muafiyet şartı uyarınca hasar bedelinin muafiyet kapsamında kalması nedeniyle davalıların hasar bedelinden sorumlu bulunmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, CMR Konvansiyonu kapsamındaki taşıma nedeniyle nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Taraflar arasında sigortalı emtiaların Çek Cumhuriyetin'den İstanbul'a nakliyesinin davalı M.Lojistik Uluslar Arası Taşımacılık Depolama ve Dağıtım ve Tic. A.Ş firmasınca yapıldığı, sigortalı emtiaların davalı M. Lojistik Uluslar Arası Taşımacılık Depolama Dağ. ve Tic. A.Ş. firmasının deposunda bulunduğu sırada 09.09.2009 tarihinde yağmur sularının depoyu basması nedeniyle hasarlandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlığa uygulanacak CMR'nin 17. maddesinde taşıyıcının taşınan malları teslim aldığı andan teslim ettiği ana kadar geçen zaman aralığında taşınan mallarda meydana gelen ziya ve hasardan sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Malların hasara uğraması durumunda ödenecek tazminat miktarı CMR'nin 25. maddesi uyarınca belirlenecek olup buna göre hasar durumunda taşıyıcı 23. maddenin 1, 2, ve 4. paragrafına göre hesaplanan malların değerinde söz konusu olacak azalmadan sorumlu olacaktır. Bu itibarla taşıyıcının malların eski durumuna getirilmesi veya malların tamir edilmesi masraflarından dolayı sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece yazılı gerekçeyle her iki davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de karar gerekçesinde davalı M. Lojistik Uluslar Arası Taşımacılık Depolama Dağ. ve Tic. A.Ş. firması yönünden davanın neden rededildiğine ilişkin denetime elverişli bir gerekçe bulunmamaktadır. Bununla birlikte uyulan bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporunda da CMR'nin yukarıda anılan hükümleri uyarınca bir değerlendirme yapılmamıştır. Açıklanan bu hususlar karşısında CMR hükümleri uyarınca taşıyan konumundaki davalı M. Lojistik Uluslar Arası Taşımacılık Depolama Dağ. ve Tic. A.Ş. firmasının sorumlu olduğu bir hasar bulunup bulunmadığı, bulunduğu taktirde hasar bedelinin ne olacağı hususlarının değerlendirildiği bir bilirkişi raporu alınmaksızın eksik inceleme ile ve denetime elverişli gerekçe gösterilmeden davalı M.Lojistik Uluslar Arası Taşımacılık Depolama Dağ. ve Tic. A.Ş. firması yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.