DAVA : Taraflar
arasındaki "çocuğun mutad meskene iadesi" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; İstanbul 8. Aile Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen
27.4.2012 gün ve 2012/156 E- 2012/378 K. sayılı kararın incelenmesi İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine. Yargıtay 2. Hukuk
Dairesi'nin 27.9.2012 gün ve 2012/15766 E-2012/22764 K. sayılı ilamı ile;
( ... İade talebine
konu müşterek çocuk 28.4.2005 doğumlu B.Ç.'ın mutad meskeninin Almanya olduğu
sabittir. Küçüğün mutad meskene iade talebinin reddine karar verebilmek için;
4461 Sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan 1980 tarihli Lahey Sözleşmesi
olarak anılan "Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair
Sözleşme"nin 13. maddesinde açıklanan koşulların gerçekleşmesi gereklidir.
Belirtilen 13. maddedeki koşulların hiçbiri, özellikle çocuğu fiziki veya
psikolojik bir tehlikeye maruz bırakabilecek ciddi bir riskin varlığı
kanıtlanamadığı halde, B.Ç.'ın mutad meskene iadesine karar verilmesi talebinin
reddi bozmayı gerektirmiştir... ),
Gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
H.G.K.'nca
incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
KARAR : Uluslararası
Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca çocuğun
mutad meskene iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalının
iade talebinde bulunan babaya karşı boşanma davası açması, dava esnasında
tarafların ayrı yaşama hakkına sahip olmaları ve davalının Türkiye'de kurmuş
olduğu düzenin müşterek çocuğun gelişimi yönünde yerinde olduğu kanaatine
varıldığından bahisle iade talebin reddine karar verilmiştir.
Cumhuriyet
Başsavcılığının temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarda başlık bölümünde
gösterilen sebeplerle bozulmuştur. yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş;
hükmü temyize Cumhuriyet başsavcılığı getirmiştir.
H.G.K. önüne gelen
uyuşmazlık; Annesi tarafından Türkiye'ye getirilen ve anne yanında bulunan
müşterek çocuk 2005 doğumlu Büşra'nın, Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair
Lahey Sözleşmesi kapsamında mutad meskeni olan babasının yaşadığı Almanya'ya
iade edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Türkiye'nin taraf
olduğu, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey
Sözleşmesi'nin amacı; taraf Devletlere gayri kanuni yollardan götürülen veya
alıkonan çocukların derhal geri dönmelerini sağlamaktır ( Sözleşme m. 1
).Sözleşme uyarınca, asıl olan çocuğun mutad meskene iadesidir ( m. 12/1
).İadeden kaçınma nedenleri ise Sözleşmenin 12/2 ve 13. maddelerinde
gösterilmiştir.
Davacı baba çocuğun
iadesi için Alman Merkezi makamına bir yıl içinde başvurmuştur. İadesi istenen
çocuk 28.4.2005 doğumludur.
Davalı anne
savunmasında, davacı baba tarafından çocuğa sistematik olarak şiddet
uygulandığını, davacının uyuşturucu kullandığını ileri sürmüştür. Şiddet ve
uyuşturucu olgusu bir kısım davalı tanıkları tarafından da dillendirilmiştir.
Bilindiği üzere, talepte bulunulan Devlet, geri dönmesinin çocuğu fiziki veya
psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde, müsamaha
edilemeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir risk olduğunu tespit
ederse, çocuğun iadesi talebini red edebilir ( Uluslararası Çocuk Kaçırmanın
Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi m. 13/1-b ). Mahkemece öncelikle bu
yönün açıklığa kavuşturulması gerekir.
5717 Sayılı
Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun'un 29. maddesi
uyarınca, 5717 Sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hallerde; diğer kimi kanunlar
yanında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun aile hukukuna dair hükümleri ve 4787
Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
hükümlerinin uygulanması gerekir.
Şu hale göre,
Mahkemece iade halinde çocuğun fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz kalıp
kalmayacağı ya da başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşeceği
yolunda ciddi bir riskin bulunup bulunmadığı konusunda sosyal çalışmacı,
psikolog veya pedagog gibi bir uzmandan rapor alınarak gerektiğinde çocuk da
dinlenilerek, sonucu uyarınca çocuğun iadesi hususunun değerlendirilmesi
gerekir. Bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde
hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup direnme kararı açıklanan bu değişik
gerekçe ve sebeplerle bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığımın temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının
yukarda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun
30. maddesiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici
madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu'nun 429. maddesi gereğince bozulmasına, 440. maddesi uyarınca kararın
tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2014
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.