Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14176 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27327 - Esas Yıl 2013





Bilişim sistemine girme ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık Ümit'in, bir süre duygusal boyutta arkadaşlık ilişkisi içerisinde olduğu mağdur Ümmüye'ye ait MSN adresinin internet şifresini, arkadaşlıkları sona erdikten sonra, hakkı bulunmadığı halde kullanmak suretiyle bilişim sistemindeki mağdura özel kısma girip, hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam ettiği ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde açtığı sahte hesap üzerinden mağdurun aktif kullanımındaki cep telefonu numarasını yayınladığı anlaşılmakla, sanığın eylemlerinin bilişim sistemine girme ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,1- TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınmak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddelerde öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezaların asgari hadden tayin edilmesi,2-.... Corparation vekilinin 23.06.2011 ve Türk Telekomünikasyon A.Ş.nin 21.07.2011 tarihli cevabi yazılarına göre, sanık tarafından, mağdurun MSN adresine, 17.09.2010-13.10.2010, 16.10.2010-21.10.2010, 21.10.2010-31.10.2010 ve 05.01.2011-10.01.2011 tarihleri arasında giriş yapılmış olması karşısında, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, birbirine yakın zaman dilimi içerisindeki birden fazla eylemiyle bilişim sistemindeki mağdura özel kısma giren ve hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam eden sanık hakkında, bilişim sistemine girme suçundan hükmedilen temel cezada, TCK'nın 43/1. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanığa eksik ceza tayin edilmesi,3- TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan 18 yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, adli sicil kaydındaki ilamlara dayalı hükümlerin açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılan ve suç tarihinde 30 yaşında olan sanık hakkında bilişim sistemine girme suçundan hükmedilen 1 ay hapis cezasının, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlara çevrilmesinin gerektiği nazara alınmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi,4- Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,5- TCK'nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağı belirtilmiş olup, katılanın kişisel veri niteliğindeki cep telefonu numarasını, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanığın eylemi için TCK'nın 136/1. maddesinde, “bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası” yaptırımı öngörülmesi karşısında, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi gereğince ceza miktarları yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.