Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14173 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25265 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiHÜKÜM :Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle ve Yüksek Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlık Kurulu'nun 02.07.2015 tarihli 2015/Bşk-177-488 sayılı kararı ile gönderilen evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü;07.10.2010 ile 14.04.2011 tarihleri arasında, Anayasa Mahkemesi'nin 23.07.2009 tarih 2006/65 - 2009/145 sayılı iptal kararı gereği, hapisten çevrilen para cezaları ve doğrudan verilen para cezaları kesin olmayıp, temyizi kabil olduğu anlaşılarak yapılan incelemede;Her ne kadar sanıklar yargılama aşamasında katılan sanık sıfatını almış iseler de; temyiz dilekçelerini sanık sıfatıyla verdikleri ve temyiz itirazlarının kendi mahkumiyetlerine yönelik olduğu, karşı taraf aleyhine temyiz itirazında bulunmadıkları anlaşılarak yapılan incelemede; beraat kararları temyiz incelemesine konu edilmemiştir.Sanık ... hakkında 28/12/2010 tarihli oturumda verilen kısa kararda hakaret suçundan cezalandırıldığı belirtilmesine karşın uygulanan yasa maddesi olarak TCK 125/1 yerine sehven TCK 86/2 maddesi yazıldığı, uygulanan cezanın da TCK 125/1 maddesinde belirtilen miktar olduğu anlaşıldığından; yazım hatasının mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmekle, bu husustaki tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;1)Sanık ... 'ye isnat edilen ...'ya yönelik hakaret eyleminin şikayete tabi olduğu, katılan ... 16/06/2009 tarihli duruşmada "... 'den cinsel organını gösterdiği için şikayetçiyim. Başka kimseden şikayetçi değilim" şeklinde beyanda bulunmasına rağmen, sanıktan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre hukuki durumunun tayin edilmesinde zorunluluk bulunması,Kabule göre de; 2)Sanık ... 'ye isnat edilen ...'ya yönelik hakaret eyleminde, mağdur ... ve annesi olan ....'nin beyanlarından başka yasal delil bulunmadığı, sanık da tüm aşamalarda atılı suçlamaları kabul etmediği; sanığın hakaret suçundan cezalandırılmasına yeterli olacak yasal ve somut delil bulunmadığı halde yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,3)Sanıklar tüm aşamalarda olayın başlangıcına dair farklı beyanda bulunarak, karşı tarafın saldırdığını ve kandilerini yaraladıklarını ileri sürdükleri ayrıca sanıkların da olayda yaralandıklarının anlaşılması karşısında; sanıklar için TCK 29 maddesince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan karar verilmesi,4)Sanıkların adli sicil kayıtlarında sabıkaları bulunmadığı halde; 5271 sayılı CMK 231 maddesindeki koşullar tartışılmadan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda bir karar verilmemesi,5)Sanıklar hakkında belirlenen adli para cezalarının taksitler halinde ödenmesine karar verilirken, uygulanan kanun maddesinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 15.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.