Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14172 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27273 - Esas Yıl 2013





12. Ceza Dairesi 2013/27273 E. , 2014/14172 K. "İçtihat Metni"Tebliğname No : 2 - 2009/184182Mahkemesi : Elbistan 1. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 18/03/2009Numarası : 2009/65-2009/144 Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre, sanık Mevlana'nın, gece vakti, mağdure Hasret'in tül perde ile kapalı ve içerdeki ısı ve nemin etkisi ile buğulanmış banyo camına, evin avlusunda bulunan merdiveni dayayarak, kıyafetlerini çıkartıp, eline aldığı şampuanla banyo yapmaya hazırlanan mağdureyi gizlice gözetlemeye çalıştığı olayda, birbirlerini tanımayan sanık ve mağdurenin olay esnasında bulundukları hal ve koşullar, olayın gerçekleştiği yer ve zaman ile mağdurenin, “Ben üzerimi çıkartıp, şampuan aldığım sırada, pencerenin üst kısmında bir tıkırtı duydum. Tıkırtıyı duyunca hemen pencereye baktım, fakat, cam buharlı olduğu için dışarıyı göremedim. Sesin sokaktan gelmediğine eminim, ses cama yakın bir yerden gelmişti. Yaklaşık 10 saniye sonra sokaktan bağırtılar geldiğini duydum” ve tanık Hakan'ın “Evimden çıkıp, sokağa girdiğim esnada, yan komşum olan Mustafa'nın evinden, duvara dayanmış tahtadan yapılmış bir merdivenden aşağı atlayan bir adam gördüm. Evde oturanları komşum olduğu için tanıyordum ve bu adamı tanımadığım için 'hayırdır kardeş, bir durum mu var?' dedim. Kendisi bana, 'Yok bir şey, ben de gidiyordum' dedi ve sokakta park halinde bulunan motosiklete doğru yöneldi. Tam motoru çalıştıracağı esnada, ben şahsın yakasından tuttum ve sese çıkan mahalle sakinleri de Mustafa amcalara haber verdi. Mustafa amcalar da bu şahsı tanımadığını söyleyince polisi aradık.” şeklindeki beyanlarına nazaran, sanığın, mağdurenin fiziksel mahremiyetine müdahale etme kastını taşıdığı anlaşıldığından, sanığın sübut bulan eyleminin TCK'nın 134/1-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamedeki, sanık hakkında, TCK'nın 123/1. maddesinde tanımlanan kişilerin huzur ve sükunu bozma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği düşüncesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1- TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, 2- Mağdurenin özel hayatına müdahale etme kastını taşıyan sanığın, banyo camındaki fiziksel faktörler ve tanık Hakan tarafından fark edilmesinden dolayı mağdureyi göremediği ve elinde olmayan sebeplerle eylemini tamamlayamadığı gözetilerek, fiilin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle sanığa hükmedilen cezada TCK'nın 35. maddesi gereğince indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanığa fazla ceza tayini, 3- Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.