Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.KARARDava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 17. maddesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 17/son maddesinde “bedellere itiraz şekilleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılır.” Hükmü yer almaktadır.Yapılan incelemede, davacıya ait taşınmazın imar uygulaması sonucu şu-yulandırıldığı ve davacının taşınmazına bedel takdir edildiği, ancak imar uygulamasına ilişkin kararın davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 25. maddesi gereğince; Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi için noter marifetiyle yapılan tebligatla başlar. Olayımızda bedele dönüştürme işlemi davacıya tebliğ edilmemiş, aynı zamanda ihtilafsız bedel de davacıya ödenmemiştir. Bu durumda hak düşürücü söz konusu değildir.Belirtilen nedenle, davanın esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, kararda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Ha-zineye irad kaydedilmesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.