MAHKEMESİ : Bursa 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/06/2012NUMARASI : 2011/2001-2012/1010Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava,kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının takas savunması çerçevesinde takibe konu 7.500,00 TL asıl alacağın bilirkişi raporunda belirtilen 8.850,00 TL den mahsubu ile arta alacak kalmadığından itirazın iptali ile takibin devamına ve tazminat taleplerinin tümünün reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 2010 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin kira borçlarını ödemeden taşınmazı tahliye ettiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu,davalının itirazının haksız olduğundan bahisle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40'dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili,müvekkilinin davacıya ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğu sürede kira bedelini her ay düzenli olarak ödediğini, aynı zamanda kiralanana faydalı ve zaruri masraflar yaptığını yargılama neticesinde müvekkilinin kira borcunun olduğu kanaati söz konusu olursa, müvekkilinin mecura yaptığı faydalı ve zaruri masrafların tespit edilerek çıkabilecek bu borçtan takas ve mahsubu gerekeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, takibe konu 7.500,00 TL asıl alacağın bilirkişi raporunda belirtilen 8.850,00 TL'den mahsubu ile arta alacak kalmadığından itirazın iptali ile takibin devamına ve tazminat taleplerinin tümünün reddine karar verilmiştir.Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesi ile bunun karşılığı olarak düzenlenen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar (hüküm), tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca,davanın kabulüne karar verildikten sonra hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde, sanki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi karar verilmesi de doğru değildir.Olayımıza gelince; dava, 2010 yılı Ekim, Kasım, Aralık aylarına ait toplam 7.500,00 TL kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı kiralanan taşınmaza yaptığı faydalı imalat bedellerinin takas ve mahsubunu talep etmiştir. Mahkemece hükmün gerekçesinde, davalının dava konusu taşınmazda yapmış olduğu faydalı ve değer arttırıcı imalatların değerinin 8.950,00 TL olduğu, davalının taşınmazı hor kullanması nedeniyle oluşan zarar olan 100,00 TL nin düşürülmesiyle bu rakamın 8.850,00 TL ye indiği, takibe konu 7.500,00 TL asıl alacağın bilirkişi raporunda belirtilen 8.850,00 TL den mahsubu ile arta alacak kalmadığı belirtildikten sonra hüküm fıkrasında itirazın iptali ile takibin devamına ve tazminat taleplerinin tümünün reddine şeklinde hüküm kurulmuştur. Hüküm fıkrası çelişkili, infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.