MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptal, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... ... ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu iki dükkan vasıflı 1100 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 30/2520 payı ... kızı ..., 30/2520 payı ... oğlu ..., 30/2520 payı ... kızı ... ve 209/2520 payının ... oğlu ... adlarına 13.07.1949 tarihinde kadastro ile tespit ve tescil edildiği, ... . Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/273-681 E-K. sayılı ilamı ile adı geçenlere Defterdarın kayyım olarak atandığı, taşınmazın tapu kaydında ... ... ... ve ... ... Vakfından icareli olduğunun belirtildiği, davacı ... idaresi adı geçenlere ulaşılamadığını ve mirasçı bırakmadan öldüklerini ileri sürerek gaiplik kararı verilerek, adlarına kayıtlı payların iptali ile vakfı adına tescil edilmesi istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıklarının, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, geride mirasçılarının kalıp kalmadığı konusunda nüfus idaresi ve zabıta marifetiyle araştırma yapılmamıştır.Hâl böyle olunca, öncelikle dava konusu 1100 ada 24 parsel sayılı taşınmazın adı geçenler adına tespitine esas kadastro tespit tutanağı ve tespite dayanak tüm belgelerin merciinden temini, gaipliğine karar verilmesi istenenler kişilerin tapu kayıtlarında adres ve kimlik bilgilerinin tespitine yarar başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının araştırılması, aynı baba adına sahip bir kısım paydaşların paylarının tasarruf edildiği gözetilerek bu işlemlere ilişkin dayanak belgelerden de yararlanılmak suretiyle nüfus müdürlüğünden ve zabıta marifetiyle adı geçenlerin mirasçı bırakmadan ölüp ölmedikleri ve gaip olup olmadıkları konusunda araştırma yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek eksik soruşturma ile neticeye gidilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de, infazda tereddüt oluşturacak şekilde iptal ve tescile karar verilen payların hüküm yerinde gösterilmemiş olması da isabetsizdir.Davacı ve davalının temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile hükmün (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.