MAHKEMESİ : KARTAL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2008NUMARASI : 2002/681-2008/519Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları İsmet E..’ın kayden malik olduğu 1551 ada, 33 parsel ve 868 ada, 65 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı S. T..’ın vekâlet yoluyla 3. kişilere yaptığı temlikler nedeniyle elde ettiği geliri, murisin bankadaki mevduat hesaplarını, altın ve mücevheratlarını, taşınır eşyalarını haksız edindiğini, ileri sürerek murisin tenkise tabi taşınır taşınmaz malvarlığının tespiti, değer tespiti, ihlal edilen saklı payından ölüm tarihinden itibaren faiz yürütülmek kaydıyla şimdilik 20.000 TL’lik kısmının tenkisine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davalı F. T.. hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava; tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacılar ile davalı S. T..’ın miras bırakanı İ.E..’ın maliki olduğu 1551 ada, 33 parsel ve 868 ada, 65 parselde yer alan 7 nolu bağımsız bölümün satışı konusunda kızı olan davalı S. T..’ı vekil tayin ettiği ve sözkonusu taşınmazların dava dışı üçüncü kişilere vekil aracılığıyla satıldığı ve satış bedellerinin S. T..tarafından mirasbırakana ödenmediği, S. T.. ile birlikte eşi olan M..’in sözkonusu satış bedellerini uhdesinde bıraktıkları anlaşılmaktadır.Davacıların anılan bu satış bedelinin S..üzerinde kalması sebebiyle mahfuz payların aşıldığı iddiasıyla saklı payları oranında tenkis istem ile eldeki davayı açtıkları ve Mahkemece saklı payı aşma kastı ile hareket edilerek işlemin gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul edildiği görülmektedir.Hemen belirtmelidir ki; Yasanın öngördüğü istisnalar dışında mirasbırakanın iradesiyle bertaraf edilemeyen hakka saklı pay, kendilerine böyle bir hak tanınan kimselere de saklı pay sahibi denir. İşte bu hakkı mirasbırakanın ihlal ve tecavüzlerine karşı koruma davalarına da tenkis davası denilmektedir.Bir başka ifadeyle; tenkis davası mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların yasal sınırına çekilmesini amaçlayan öncesine etkili yenilik doğurucu davalardandır. Davanın dinlenebilmesi için öncelikli koşul, mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır.Oysa somut olaya bu ilkeler çerçevesinde bakıldığında mirasbırakanın davalı olan kızı S. T..’a veya diğer davalılar M.. ve F. T..’a yapmış olduğu ölüme bağlı bir tasarruf veyahut sağlar arası bir kazandırma işlemi sözkonusu değildir. Öyle ise; davadaki istek gözetildiğinde anılan işlem sonucu tenkis hükümlerinin uygulanmasına yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Değişik bir ifadeyle; niteliği tenkise hasredilen isteğin dinlenilebilmesi olanaksızdır.Hal böyle olunca; tenkis isteği ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nu 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.