MAHKEMESİ : SUNGURLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2008NUMARASI : 2005/471-2008/145Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, miras bırakanları adına kayıtlı 123 parsel ile davalılar murisi adına kayıtlı 127 parselin öncesinde bir bütün iken tarafların miras bırakanları tarafından yapılan harici ve fiili taksim sonucunda yıllardır aynı sınırlar ile kullanıldığını ve bu sınırlara göre iyiniyetli olarak bina yaptıklarını, yaptıkları binanın davalılara ait taşınmaza tecavüzlü olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, tecavüzlü kısmın muhik bedel karşılığında D.. adına tescilini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, davalılardan O. ve D. birleşen davada davacılar (karşı davalılar) aleyhine elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuşlardır.Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise müdahale sabit görülerek kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar D.-H.ve davalı O. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Asıl dava, temliken tescil, birleşen dava ise elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; asıl davada Türk Medeni Kanununun 724.maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gözetilerek, asıl davanın davacıları D.ve H.'in temliken tescil davalarının reddi doğru olduğundan, D. ve H.'in temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Birleşen davanın davacılarından O.'ın temyizine gelince; D. ve H. A. tarafından asıl dava ile temliken tescil davası açıldıktan sonra, D. ve O. A. tarafından 2005/451 Esas sayılı dava ile 127 sayılı parsele elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli dava açılmış, getirtilen kayıtlardan 127 parsel sayılı taşınmazın D. ve O.'ın miras bırakanı adına 123 sayılı parselin ise D. ve H. murisi adına kayıtlı olduğu, bu taşınmazların öncesinin bir bütün iken ifraz sonucu 2 parçaya ayrılıp 123 parseldeki binanın kadastro sonrası D. tarafından yapıldığı ve 127 parsele tecavüzlü olduğu dosya kapsamı ile sabittir.Öyle ise, 123 parselde yapılıp da davacıların miras bırakanı adına kayıtlı taşınmaza taşkın binanın kadastrodan sonra yapıldığı anlaşıldığından ve iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden binanın tecavüzlü kısmının yıkımına karar verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Diğer taraftan, birleşen davanın davacıları, taşınmazlarına davalı H. tarafından duvar yapıldığını ileri sürmüşler, elatmanın önlenmesi ve duvarın yıkımını istemişlerse de, söz konusu duvarın H. tarafından yapıldığını kanıtlayamamışlar, Halit tarafından yapıldığına dair bilgi ve belge de sunamamışlardır. Elatmanın haksız eylem niteliğinde olup, bu tür davaların haksız eylemi yapan kişiye açılacağı da tartışmasızdır.Hal böyle olunca, eksik araştırma ve soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. O..'ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.