Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1384 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6121 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL, TAZMİNATTaraflar arasında görülen ecrimisil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil ve tazminat istemine ilişkindir.Davacılar, ortak mirasbırakan ...’ten intikal eden 913 parsel sayılı taşınmaza mirasbırakan tarafından ahır ve bakıcının kullanması için odası olan besihane yapıldığını, davalıların mirasbırakanın ölümünden sonra taşınmaza ev yapmak sureti ile müdahale ettiklerini besihanede bulunan yemlikleri ve sulukları bozduklarını, taşınmazı kullanmalarına engel olduklarını ileri sürerek geriye dönük 5 yıllık 30.000-TL ecrimisille, 10.000-TL tazminata karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, taşınmaz üzerinde daha önce eski bir barakanın yer aldığını, mirasbırakanın izni ile babalarının 1984 yılında ev yaptığını ve bu evde oturmaya başladıklarını, davacıların taşınmazdaki diğer evde oturduklarını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacıların da taşınmazdaki evi ve ev dışında kalan bölümü tarım arazisi olarak kullandıkları, gerek besihane, gerekse içerisindeki malzemelere davalılar tarafından zarar verildiğinin ispat edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, çekişme konusu 913 parsel sayılı taşınmazın davacılar ve davalılar adına elbirliği halinde kayıtlı olduğu davacılar tarafından 08/09/2011 tarihinde ....Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/950 E. sayılı dosyası ile açılan ortaklığın giderilmesi davasında davacıların 913 parsel sayılı taşınmazdaki paylarına karşılık, 914 parsel sayılı taşınmazdaki davalı paylarını istedikleri, satış istemedikleri yapılan yargılama sonunda 23/02/2012 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın sadece davacılara tebliğ edildiği, kesinleşmediği, eldeki davanın 09/12/2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Somut olaya gelince, taşınmaz davacılar ve davalılar arasında paylı mülkiyet hükümlerine tabi olup, intifadan men koşulunun aranacağı açıktır. Öncesi için davalılara taşınmazları boşaltmaları hususunda bir uyarı yapılmamış ise de ortaklığın giderilmesi davası ile ecrimisilden sorumlu olacakları kuşkusuzdur.Her ne kadar mahkemece, davacıların taşınmazda kullandıkları bölüm olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmişse de, toplanan delillerden davacıların kullanımında olan bölümün çekişme konusu 913 parsel değil de yine taraflara ait komşu 914 parsel kapsamında kaldığı izlenimi uyanmaktadır.Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca inceleme yapılıp, davacıların çekişmeli taşınmazda kullandıkları ya da kullanabilecekleri bölüm olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, kullandıkları bölüm varsa davanın reddedilmesi, aksi halde belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.