Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan sanık ...., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1-3-a, 125/4, 43/2-1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Gaziantep 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/11/2013 tarihli ve 2013/493 esas, 2013/967 sayılı kararma karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına ilişkin Gaziantep 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2013 tarihli ve 2013/285 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2014 gün ve 146441 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Gaziantep 18. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın Gaziantep 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2001/279 esas, 2004/1336 sayılı kararıyla kasıtlı suç olan 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçundan sabıkasının bulunduğu gerekçesiyle itirazın kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında yer alan, "Kesinleşmiş hükümlerde, 647 sayılı Yasa'nın 4 ve 6 veya 5271 sayılı Yasanın 50 ya da 51. maddelerinin uygulanıp, uygulanmamasının ... , eski yasa döneminde işlenip, adli sicilden silinme koşulları oluşmuş olan mahkûmiyetler ile ertelenmiş ve vaki olmamış sayılmasına karar verilen mahkûmiyetlerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal engel oluşturmayacağı," şeklindeki açıklama karşısında, erteli cezanın esasen vaki olmamış sayılmasına ilişkin koşulların oluştuğu, yargılamayı yapan mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair diğer koşulların oluştuğuna ve sanığın yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate varıldığı nazara alındığında, itirazın reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.I- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek kaldıran mercii kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.II- Hukuksal Değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.İnceleme konusu somut olayda; suç tarihi itibariyle sanığın adli sicil kaydında bulunan ve mercii tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil ettiği belirtilen Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2001/279 Esas 2004/1336 Karar sayılı ilamında, sanığın 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan doğrudan ve 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca hapis cezasından çevrilerek adli para cezasına hükmedildiği ve içtima edilen adli para cezalarının da yine 647 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca ertelendiği, kararın 21.09.2004 tarihinde verilip 10.11.2004 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresinde suç işlemediği görülmekle bu ilamın suç tarihi itibariyle adli sicil kaydından silinme koşullarının oluştuğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği anlaşılmıştır. Hakaret suçunun somut zarar suçu olmadığı, sanığın da duruşmada CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasını talep ettiği görülmüştür. Bu nedenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluştuğu, Sulh Ceza Mahkemesi'nce subjektif koşulun da değerlendirilerek olumlu kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.İtiraz merciince, 'sanığın 6136 sayılı Kanundan mahkumiyeti olduğu ve sabıkasız olma koşulunun gerçekleşmediği' şeklindeki hatalı tespiti ile itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır.III- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Gaziantep 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 20/12/2013 tarihli ve 2013/285 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,3- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.