Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13826 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12366 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BOĞAZLIYAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 14/05/2009NUMARASI : 2006/368-2009/182 Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Asıl ve birleşen dosya davacıları E. ve S. G., kayden maliki bulundukları .. ada .. ve .. parsel sayılı taşınmazın bir kısmını davalıların bina yapmak ve kullanmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve yıkım istemişlerdir.Asıl ve birleşen davanın reddini savunan davalı R. D. b.. davasında .. ada .. parselin üzerindeki binasını 25 yıl önce iyiniyetli olarak yaptığını, binanın değerinin arsa değerinden çok olduğunu ileri sürüp bedeli karşılığında bu kısmın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.Mahkemece, davacı E. G. tarafından 119 ada 13 parsel yönünden açılan elatmanın önlenmesi davasının reddine. Davacı S. G.. tarafından .. ada . parsel yönünden açılan elatmanın önlenmesi, yıkım davasının taşınmaz üzerindeki tuvalet yönünden kısmen kabulüne ; üzerinde ev bulunan kısımlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı R.. D.. tarafından açılan temliken tecsil davasının kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar S.. G..ve E. G. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava ve birleşen 2005/9 esas sayılı dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, birleşen 2005/ 545 esas sayılı dava Türk Medeni Kanununun 724. Maddesine dayalı temliken tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davacı E..G. tarafından açılan asıl davanın reddine, davalı-davacı R. D. tarafından açılan ve birleşen 2005/ 545 esas sayılı temliken tescil davasının kabulüne, davacı S. G. tarafından açılan 2005/ 9 esas sayılı davanın davalı R. D. açısından kısmen kabulüne, tuvalet inşa etmek suretiyle vaki elatmanın önlenmesi ile tuvaletin yıkımına; temliken tescile karar verilen (B) harfi ile gösterilen 2885 m2 lik bölüm bakımından elatmanın önlenmesi ve yıkım konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı E.. D. açısından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar Süleyman ve E.. G. tarafından temyiz edilmiştir. Davalıların davacı E.. G..'e ait 119 ada 13 parsele bir tecavüzlerinin olmadığı belirlenmek ve benimsenmek suretiyle asıl davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı E..'ın temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davacı S.'ın temyiz itirazlarına gelince;Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 119 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davacı S. G.. adına kayıtlı olup üzerinde davalı R..'ya ait iki adet yapının bulunduğu, 11.6.2008 tarihli Fen Bilirkişi raporunda ( A) harfi ile gösterilen kırmızı renkle taralı 2000 m2 lik yerin davacı S.. ile davalı R.. arasında yapılan harici satış senedi kapsamında kaldığı ; (B) harfi ile gösterilen yeşil ile taralı bölümün bir kısmının bu kapsam dışında kaldığı ve davalılarca zeminde fiilen kullanılan bölüm olduğu görülmektedir.Davacı S..,(B) ile işaretli yeşil renkle gösterilen yerin bünyesinde bulunan (A) ile işaretli kırmızı renkle gösterilen bölüm dışında kalan yer için elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuş, davalı-birleşen davacı R.. ise , (B) ile işaretli yerin tamamının kendisine haricen satıldığını ileri sürerek 2885 m2 lik yer için temliken tescil isteğinde bulunmuştur.Bu durumda, davalının ( temlik davacısının) haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı anlaşıldığından ( B) harfi ile gösterilen bölüm içinde (A) harfi ile gösterilen kırmızı taralı yer dışındaki kısma elatmanın önlenmesine ve yıkıma; tanık beyanlarına göre bu yeri kullandığı anlaşılan davalı Erol'un da elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Öte yandan,(A) harfi ile gösterilen kırmızı çizgilerle taralı bölümün ise harici satış kapsamında olduğu tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Ancak, Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yazılı iyiniyet ve yıkımın aşırı zarar doğurması koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakta ise de, 3194 Sayılı Yasanın 15 ve 16. maddeleri gereğince Belediye Encümeni kararına dayalı olarak bu bölümün ifrazının mümkün olup olmadığı yönünden araştırma yapılmamış olması da isabetsizdir.Hal böyle olunca, davacı S.. G.'in yukarıda belirtilen hususlara değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.