MAHKEMESİ : AHLAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 20/02/2007NUMARASI : 2003/124-2007/2Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı Ö.., miras bırakan H..'nın mirasçısı olduğunun, alınan hasımlı mirasçılık belgesi ile belirlendiğini, ancak mirasçı olarak yer almadığı mirasçılık belgesi ile intikal işlemi yapıldığını ve kendisine pay verilmediğini ileri sürerek, yeni mirasçılık belgesine göre payı oranında iptal ve tescil istemiştir.Davalılardan M..ve F.. asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemişler, Mahmut ise davanın reddini savunmuş, birleşen davanın davacısı A.. ise, muris adına kayıtlı çekişmeli taşınmazların yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürüp iptal ve tescil telebinde bulunmuştur.Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı M.. ve karşı davacı A. A.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Asıl dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ; karşı dava ise mülkiyetin kendisine ait olduğu iddiasıyla açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan H.. adına kayıtlı 2 parseldeki paylarının davacının mirasçı olarak görünmediği mirasçılık belgesine dayanılarak , diğer mirasçılar adına intikalinin yapıldığı ve bir kısım mirasçıların paylarını 6.12.2000 tarihinde davalı M..'a satış suretiyle temlik ettikleri davacı Ö..'in alınan hasımlı mirasçılık belgesi ile marasbırakan H..'nın mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır..Birleşen davada ise, davacı A. Ç.. mirasbırakanı H..'ya ait payı babalarından satın aldıklarını ancak H.. üzerine tescil ettirdiklerini, taşınmazda kendisinin de hakkının olduğunu ileri sürerek dava açmış; asıl ve birleşen davanın davalılarından M.. ve F.. açılan davaları kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.O halde birleşen davanın davacısı A..'nın davasının kabul gereğince hüküm altına alınmış olmasında isabetsizlik yoktur.Bu olgular ve kabul beyanları da gözetilerek iptal ve tescil kararı verilmesi kural olarak doğrudur. Ne var ki, mirasçıların payları değilde (m2) üzerinden infazda kuşkuya yer verecek biçimde iptal ve tescil kararı verilmesi doğru değildir.Bu durumda , asıl davanın hasımlı veraset ilamı gözetilerek ve davalı Mahmut'un hakkı korunarak belirlenecek paylar üzerinden kabulüne, birleşen davanın da davayı kabul eden mirasçılar M.. ve F..'ın kabul bayanları gözetilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken, infaza elverişli olmayan şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Açıklanan nedenlerle , birleşen davanın davacısı A. R..'nın temyiz itirazlarının reddine, asıl davadan davalı M..'un açıklanan nedene hasren temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.