MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/02/2009NUMARASI : 2008/594-2009/142Taraflar arasında görülen davada;Davacı hazine, 147 ve 148 parsel sayılı taşınmazların öncesi kişiler adına kayıtlı iken Söke Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.1976 tarih 1975/189 Esas,1976/1152 Karar sayılı ilamı ile 68.975 m2’lik kısmının tescil dışı bırakıldığını ileri sürüp bu kısmın 3402 sayılı yasanın 18.md. gereğince adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, dava konusu yer için hazineye ecrimisil ödediklerini, davada kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirtip reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava 3402 sayılı yasanın 18. md.ne dayalı tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece hazineye ecrimisil ödeyerek tasarrufta bulunan kişilere bu tür bir davada husumet düşmeyeceği gerekçesiyle bunlar hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, bu tür davalar 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18 md.den kaynağını alır.Anılan madde “Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.”hükmünü içermektedir.Değinilen davalar hasımlı olarak zilyetlik iddiasında bulunan kişilere karşı açılabileceği gibi, somut olayda olduğu gibi bu konuda bir muaraza yaratılmadığına göre hasımsız da açılması mümkündür.Hal böyle olunca, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hatalı gerekçe ile hüküm kurulması doğru değildir.Davacı hazinenin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, 24.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.