MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhtesatın tespiti..... ile..... aralarındaki dava hakkında ....... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.02.2013 tarih ve 522/54 sayılı hükmün Daire'nin 26.05.2014 gün ve 18998/10650 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, 352 parsel üzerinde bulunan 2 katlı evin müvekkili tarafından yapıldığını açıklayarak, söz konusu muhdesatın müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, taşınmaz üzerinde davacının payı bulunmadığını, önalım davası ile davacıya ait payın iptal edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, tapuda pay sahibi olan kişiler tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının sürdüğünü açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının kayıt maliki ve ortaklığın giderilmesi davasında taraf olmadığı, eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından hüküm temyiz edilmiş; Dairece, kayıt malikleri arasındaki ortaklığın giderilmesi dosyasında, davalı dışındaki diğer paydaşların taşınmaz üzerindeki binanın davacıya ait olduğunu bildirmeleri nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının varlığının kabulü gerektiği hususunun gözden kaçırıldığına işaret edilerek bozma sevk edilmesi üzerine; davalı vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.Dava; muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Bu tür davalar kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın güncel hukuki yararı bulunması gerekir. 6100 sayılı HMK'nun 106. maddesinin 2.fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı olması bulunmalıdır.” denilmektedir. Taraflar arasında görülmekte olan bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı ya da taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması gibi durumlarda taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın meydana getirenin tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu benimsenmektedir. Hukuki yarar, dava koşulu olup, sadece dava açıldığı zaman değil, dava sona erinceye kadar devam etmesi gereklidir.Somut olaya gelince; davac....., maliklerden...... payını 11.10.2002 tarihinde satış yoluyla devralmış ise de bu pay, davalı...... tarafından açılan şufa davası sonunda, ..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 05.11.2002 tarih 2002/451 Esas 2004/113 Karar sayılı hükmüyle iptal edilerek davalı ....adına tesciline karar verilmiş, 05.10.2005 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir. Eldeki dava ise; 07.09.2012 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile eldeki davanın açıldığı tarihte, davacı taşınmaz üzerinde kayıt maliki veya paydaş değildir.Diğer yönden, ortaklığın giderilmesi davası paydaşlar arasındaki bir dava olup bu davada davacı... taraf durumunu da almamıştır. Bu açıklamalara göre, davacının eldeki davayı açmakta güncel korunması gerekli hukuki yararının bulunduğunu kabule olanak bulunmamaktadır. Yerleşik Daire uygulamaları da bu yöndedir.Bununla birlikte; davacının taşınmaz üzerindeki 2 katlı binaya ilişkin eda davası ya da sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açarak talepte bulunması her zaman imkân dâhilindedir. O halde; Dairece yapılan ilk incelemede bu husus gözden kaçırılarak hukuki yararın varlığının kabul edilmesi gerektiği görüşünden hareketle bozma sevk edilmiş olması maddi yanılgıya dayanmaktadır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair yerel mahkeme hükmünün hatalı nitelendirme sonucu bozma sevk edildiği, karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme üzerine anlaşılmakla, Dairenin 26.05.2014 tarih ve 18998/10650 esas ve karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve 52,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.