MAHKEMESİ : Gönen (Balıkesir) Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/01/2014NUMARASI : 2009/522-2014/57Davacı Küçük Selma velayeten kendi adlarına asaleten Y.. G.. ve K.. G.. vekili Avukat Yakup tarafından, davalı L.. B.. aleyhine 10/12/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, ergin olmayan kızları davacı küçük Semra'nın davalı tarafından pansiyona götürüldüğünü, baskı ve tehdit ile bir çok kez cinsel ilişki yaşandığını olayla ilgili kamu davası açıldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.Davalı, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, kesinleşen ceza dosyasına göre davalının davacı Selma ile zorla cinsel ilişkiye girmesinin ve pansiyonda zorla alıkoymasının söz konusu olmadığı, davacının pansiyonda yardım istemediği, odada da kilitli olmayıp babası tarafından lobide otururken bulunduğu, bu itibarla davalının eyleminin 15 yaşını doldurmuş küçükle rızaen zincirleme şekilde cinsel ilişkiye girmek olduğu, davacıların dayandığı olguların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyanın incelenmesinden davacıların, davalının, kızlarının ırzına geçmiş bulunması nedeni ile manevi tazminat istedikleri; dava dosyası arasında bulunan Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/220 esas 2009/216 karar sayılı kararından, davalının 18 yaşını tamamlamamış kızın rızası ile ırzına geçmek suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.Davalının, davacılardan on beş yaşındaki Selma yönelik onun kızlığını bozarak birden fazla ilişkiye girmek şeklindeki eyleminin adı geçen davacının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne saldırı niteliğinde olup uygun bir manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği sonucuna varılması gerekirken yanılgıya düşülerek istemin tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacılar anne ve babanın manevi tazminat isteklerine gelince, toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre gözetildiğinde; davalının davacıların ergin olmayan kızları ile cinsel ilişkiye girmiş olması niteliğindeki eylemi davacıların aile değerlerine saldırı niteliğinde olup anne ve babası olan davacıların olay nedeni ile kişilik haklarının zedelendiği ayrıca bunu kanıtlama yükümlülüğü altında da bulunmadıkları benimsenmelidir.Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davacı anne, baba ve küçük yararına uygun tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, manevi tazminat isteklerinin reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.