Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13689 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12649 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : HAYMANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2008NUMARASI : 2004/163-2008/146Taraflar arasında görülen davada;Davacı, çekişme konusu 111 ada 23 parsel sayılı taşınmazın, kadastro tespitinden önce 2.3.1964 tarih 157 sıra numarasında 39.000 m2 yözölçümünde tapuda Hazine adına kayıtlı iken, miras bırakanı Y..ile Hazine arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonucu 20.000 m2 lik kısmının iptal edilerek, yargılama sırasında ölen Y..'un mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, bu durumun tapuya yansıtılmaması nedeniyle kadastroca, taşınmazın 39.000 m2 olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, Hazine; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın, davalı Hazine adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı,zilyetlikle edinme koşullarının da davacı taraf lehine gerçekleşmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kadastroca davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 111 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak teşkil eden 2.3.1964 tarih 157 sıra numarasında tapuya kayıtlı 266 sayılı 39.000 m2 yüz ölçümündeki Toprak Tevzi parselinin 20.000 m2 lik kısmının, miras bırakanı Y. U.. ile Hazine arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonucu, Haymana Asliye Hukuk Mahkemesinin 9.5.1978 gün 1974/392 Esas, 1978/214 sayılı kararı ile iptal edilerek Y. U..mirasçıları adına tesciline karar verildiği, bu durumun tapuya yansıtılmaması nedeniyle çekişme konusu taşınmazın, kadastroca 111 ada 23 sayılı parsel olarak 39.000 m2 yüzölçümünde davalı Hazine adına yapılan tespitin 25.4.1994 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek 12.4.2004 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, davacının Haymana Asliye Hukuk Mahkemesinin 9.5.1978 tarih, 1974/392 Esas, 1978/214 Karar sayılı kararı ile bu karara ekli fen bilirkişi tarafından düzenlenen 9.5.1977 tarihli rapor ve krokiye dayalı olarak, krokide (a) harfi ile gösterilen 20 dekarlık kısma yönelik olarak kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptal ve tescil istekli eldeki davayı süresinde açtığı kuşkusuzdur.Ne varki, mahkemece, sözü edilen mahkeme ilamına ekli 9.5.1977 tarihli fen bilirkişi krokisi yöntemince uygulanmadığı gibi, anılan kararla ilgili dava dosyası getirtilmemiş, kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulmamıştır.Bilindiği üzere; krokisi bulunan mahkeme ilamlarına Medeni Kanunun 719,3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak, kroki uygulanabilir nitelik taşımıyorsa, yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması mahkeme kararının eki sayılan 9.5.1977 tarihli fen bilirkişi krokisinde gösterilen her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitilekte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.Hal böyle olunca; öncelikle, Haymana Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/392 Esas, 1978/214 Karar sayılı dava dosyasının titizlikle araştırılarak temin edilmesi, karar kesinleşmiş ise eki kroki ile birlikte yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda uygulanması, kroki uygulanamaz ise sınırlar itibariyle; sınırlar sabit değilse miktarıyla geçerli kabul edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve uygulamayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.