2. Temerrüt en kısa tanımıyla, alacaklı tarafında talep edilebilir (muaccel) hale gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer (Borçlar Kanunu md.101/1). Başka bir ifadeyle, temerütten söz edilebilmesi için, öncelikle muaccel bir borucun ve alacaklının o borca yönelik ihtarının bulunması gerekir. Kural böyle olmakla birlikte, borçlunun temerrüde düşmesi için alacaklının ihtarının gerekmediği bazı durumlar da vardır. Örneğin, ifa gününün taraflarca birlikte kararlaştırıldığı (Borçlar Kanunu md. 101/2), borçlunun borcu ifa etmeyeceğini bildirmiş olduğu veya hal yada durumundan bu sonuca varılabildiği (Borçlar Kanunu md. 107/1 hallerde, temerrüdün gerçekleşmesi için alacaklının ihtarına gerek yoktur. Davacı ücret ve ikramiye fark alacaklarına Toplu İş Sözleşmesi’nde öngörülen hak ediş tarihlerinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir.Davacı vekili, ilave tediye dışında Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarına Toplu İş Sözleşmesi’nde öngörülen tarihten itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir.Davacının üyesi olduğu sendika ile devirden önce işveren olay Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile imzalanan Toplu İş Sözleşmesi’nde sözleşmede kaynaklanan alacakların ödeneceği zaman kararlaştırıldığından anılan alacaklara ödenmesi gereken tarihlerden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava ile istenen kısmi miktarlara bu tarihten, ıslahla arttırılan kısma ise ıslah tarihinden faiz yürütülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA<karar>, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.