Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 17006 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü inşaat halinde iken tüm eksiklikleri tamamlanmak üzere dava dışı yüklenici M Y ’den satın alarak adına tescil ettirdiğini, ancak davalının taşınmazı 2006 yılının eylül ayından beri işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.Davalı, davacı ile taşınmazın satımı konusunda anlaştıklarını ve dairenin içerisindeki imalatları yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesi davasının kabulüne; Ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S Ö Raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.KARARDava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 17006 parsel sayılı taşınmazdaki kat irtifakı kurulu bodrum, l. kat 2 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı bulunduğu, davalının taşınmazda kayıttan kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı; dava dışı yüklenicinin 31.12.2008 tarihli oturumda “daire içerisindeki imalatların bir kısmının davalı tarafından yapıldığı ve toplam 13.000 TL alacağı olup, davacının satış bedeli olan 37.000 TL’nin 13.000 TL’yi davalıya vereceğini bu şekilde davacı ile anlaştıklarını" beyan ettiği görülmektedir. Bu durumda davalı ile dava dışı yüklenici arasında kurulmuş bir harici satış ilişkisinden söz edebilme olanağı yoktur.Öte yandan, davacı ile davalı arasında prensip anlaşması ile sözlü olarak bir harici satım ilişkisinden söz edilebilir ise de; davalının bedel olarak verdiği çekin çalıntı olduğunun anlaşılması sonucu bedelin ödenmediği, BK’nın 81. Maddesi hükmü gereğince edimini yerine getirmeyen tarafın, karşı tarafın edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği semenin akdin esaslı unsurlarından biri olduğu gözetildiğinde anılan hukuki ilişkinin kurulmuş olduğunun söylenemeyeceği ve buna bir hukuksal sonuç bağlanamayacağı kabul edilmelidir.0 halde davalı yararına TMK’nın 994. maddesinin uygulama yeri olamaz. Diğer bir deyişle davalı yararına bu açıdan hapis hakkı tanınması doğru değildir. Davalının dava dışı yüklenici ile olan anlaşmasından dolayı taşınmazda yaptığı imalat harici satıştan değil, yüklenici ile yapılan eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davalının varsa kişisel hakkını kendi bayii olan yükleniciye yöneltmesi ve yükleniciden talep etmesi mümkündür.Ayrıca, davalının çekişmeli yeri tasarruf etmesi için halen haklı ve geçerli bir neden bulunmamaktadır. Bu nedenle davacıya verilen çekin karşılığının tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı tarihten dava tarihine kadar olan dönem için ecrimisile de hükmedilmesi gerekir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’un 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA<karar>, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.